Şok! 17 gündür uyarıyordu: Felaket olacak!
Soma faciasında yürekler yanarken ortaya her gün yeni bir iddia ortaya çıkıyor. Puzzle'ın parçaları birleşiyor.
Yürekleri dağlayan Soma faciasının
nasıl meydana geldiği hâlâ muamma. Ancak kurtulan işçilerin
anlattıkları olayın ihmal zincirinin sonucunda faciaya dönüştüğünü
ortaya koydu. Kurtulan işçilerden Mehmet Ali Dinçer'in anlattıkları
insanın kanını donduracak cinsten.
İşte, 140 kişinin bulunduğu H panosundan 6 arkadaşıyla kurtulan Mehmet Ali Dinçer’in Zaman'a anlattıkları:
KABLOLARIN YÜK KALDIRMADIĞI 17 GÜN ÖNCE TESPİT EDİLDİ
Madende
ölen teknisyen Ergün Sidal, kabloların yükü kaldıramadığını 17 gün önce
tespit etti. Yönetimi her gün uyardı, “Burada büyük felaket olacak,
kimse bunun altından kalkamaz.” dedi, dinletemediOlaydan 10 gün önce
temiz hava veren fanlar bozuldu, oksijensiz kalan 4 işçi hastaneye
kaldırıldı. İlk müdahale yanlış yapıldı, madene ilk giren yetkili,
“Bunlar için yapacak bir şey yok.” dedi. Halbuki arkadaşların çoğu
yaşıyordu, sadece bayılmışlardı. S panosundaki 140 kişi yanlış
yönlendirildiği için öldü. Facia günü, bana ve yangından sağ kurtulan
diğer arkadaşlara para teklif ettiler.
ÖLECEĞİZ DİYE ABDEST ALDIK
“Girişte
yangın olduğu için bir süre durduk. Ayak içi diye tabir edilen, kömürün
çıkışa yönlendirildiği kısma geçip beklemeye başladık. Ama maskelerdeki
oksijen tükendi. Bu sebeple dışarıdan içeriye temiz hava pompalayan
sistemin borularını kırarak idareli şekilde nefes almaya çalıştık. Bazı
arkadaşlarım oksijen bittiği için maskeleri çıkarıp attı. Ben atmadım.
Delip açtığımız temiz hava borusu yetersiz kaldı. Çünkü maskeleri
çıkaranlar zehirli havayı solumaya da başladı. 2 saat sonra 142 kişiden
100’ü zehirli havadan bayılıp kendinden geçmişti. Ölme ihtimalimiz
güçlendiği için arkadaşlarla yerdeki su birikintisinden abdest aldık.
Bir yandan da nefesimi hatta hareketlerimi bile en aza indirerek
enerjimi verimli kullanmak istedim. 3 saat kımıldamadan bekledim. Çok az
ve yavaş nefes alıyordum. Ancak öleceğiz endişesiyle sağa sola
koşturanlar, nefeslerini daha hızlı tüketti. Saatler tükendikçe
arkadaşlarım birer birer düştü.”
“Saatler geçtikçe 6 kişi kaldık.
Saat 20.00 civarıydı. Eşim ve iki kızım aklıma geldi. Öleceksem de
sonuna kadar direnmeye karar verdim. Ama bir süre sonra vücudum
hareketsiz kaldığı için uyuşmaya başladı. Şuurumu kaybetmeye
başlamıştım. 2-3 arkadaş yanıma gelip iyi misin anlamında işaret
yaptılar. Kollarımdan tutup kaldırdılar. İçeriye temiz hava basıldığını
anladım. Bu hava değişikliği bize ümit verdi. O an kurtulacağımıza
inandım. Sonra yavaş yavaş yürümeye başladık. 50 metre yürüyüp sonra
dinleniyorduk. Hepimize bir güç geldi. Madende havanın bir girişi bir de
çıkışı var. Yukarıdan havanın geliş ve gidiş yönlerinin ters istikamete
değiştirildiğini anladık. Girişe kadar yürüdük. Kirli havanın çıkması
için yönlendirilen kısma yürüdük. Artık kurtulacağımızı biliyorduk.
Gerisini hatırlamıyorum.”
ÖLÜMÜM BU MADENDE OLACAK
Madende
gerçekleşen patlama ve yangının sebebi konusunda Mehmet Ali Dinçer’in
verdiği bilgiler çok ciddi. Yangında hayatını kaybeden elektrik
teknisyeni arkadaşı Ergün Sidal’ın, madendeki elektrik aksamında
sorunlar yaşandığını, kabloların trafoların yükünü çekemediği için sık
sık arızalandığını faciadan önceki günlerde sürekli olarak gündeme
getirdiğine dikkat çekiyor. Sidal’ın olaydan 17 gün önce durumun
vahametini çözdüğünü ve maden yönetimine durumu anlatmak için gittiğini
belirten Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kablo tertibatının tamamen
değişmesi gerektiğini söylüyordu. Her gün gidip, yönetime dil döktü,
anlattı. Kavga etti. Ama bir türlü dinlemediler. Yönetime ‘Burada büyük
felaket olacak, kimse bunun altından kalkamaz.’ diyordu. Bana da bir
defasında, ‘Bir gün ölümüm bu madende olacak, buna yanıyorum.’ diye
dertlenmişti. Sidal olayı çözdü; ama kimseye dinletemedi.”
Faciadan
10 gün önce oksijen miktarının azaldığı bir galeride 3 arkadaşıyla
çalıştıklarını belirten Dinçer, “Önce fanlar tekledi. Sonra durdu. Biraz
sonra yeniden çalıştı. Önemsemedim. Ancak yine durdu. Sonra gözümü
hastanede açtım.” diyor. Fanlar arızalandığı için oksijensiz kalan
Dinçer, Soma Devlet
Hastanesi’ne, 3 arkadaşı da Bergama’daki hastaneye kaldırılmış. Dinçer,
“Ben o zaman bunun elektrik sorunuyla bir ilgisinin bulunduğunu
düşünmemiştim. Ama elektrik sisteminde sorun olduğu açık.” vurgusu
yapıyor.
BİRÇOK ARKADAŞIM ÖLDÜ SANILARAK BIRAKILDI
Kazadan
kurtulan işçi arkadaşlarıyla konuştuğunu kaydeden Dinçer, “S
panosundaki 140 kişiden kurtulan olmadı. Onların yanlış
yönlendirildiğini duydum. Onlara ‘geçici duman’ denilip geri
gönderilmiş. Aslında biz daha dipteydik. Onların kurtulma ihtimali daha
güçlüydü.” değerlendirmesi yapıyor. Dinçer’in verdiği bir bilgi ise
skandalın boyutlarını gözler önüne seriyor. Faciaya ilk müdahalenin
yanlış yapıldığını belirten Dinçer, kendilerinin kurtulduğu H
galerisinde birçok arkadaşının öldü sanılarak bırakıldığını iddia
ediyor: “Yangından sonra madene ilk giren yetkili, ‘Bunlar için yapacak
bir şey yok.’ demiş. Halbuki arkadaşların çoğu yaşıyordu. Sadece
bayılmışlardı. Eğer yangından sonra içeri ilk gelenler yanlarında gaz
maskesi getirseydi birçok kişi şu an yaşıyordu.”
FİRMA YETKİLİSİ GELİP PARA TEKLİF ETTİ
Daha
önce madende bulunan ve özelleşmeden sonra kaldırılan güvenli odada
yedek gaz maskelerinin de bulunduğunu belirten Mehmet Ali Dinçer,
“Güvenli odayı kaldırdılar. Maliyeti de insanlığı da düşürdüler. Bu
bölge olsa tıpkı Şilili madenciler gibi herkes kurtulurdu. Çünkü birçok
kişi gaz maskesi yetmediği için öldü.” diyor. Ölü sayısının saklanmasına
da “Herkesin bildiğini milletten neden saklıyorlar?” diye tepki
gösteriyor. Dinçer’in açıkladığı bir başka bilgi ise kan donduracak
türden: “Madenden çıktığımda firmadan gelip bana 1000 lira vereceklerini
söylediler. Bunca ölüm varken para konuşmalarına şaşırdım. Bu
insanların bedeli ödenemez.”
EŞİMLE HERGÜN HELALLEŞİYORDUM, MADENE TÖVBE ETTİM
Mehmet
Ali Dinçer’in evinde buruk bir sevinç var. Birçok arkadaşının evine
ateş düşmüş çünkü. Dinçer’in eşi Şerife Dinçer, “Onu bize Allah
bağışladı. Bunun başka bir açıklaması yok. Kızlarıma Allah acıdı.”
diyor. Madencilik hayatının son 9 yılını Soma madeninde geçiren Dinçer, her Sabah kızları
Melek ve Melisa’yı öpüp eşiyle vedalaşarak işe gittiğini belirtiyor.
Emekliliğine 3 yıl kaldığı halde işi bırakacağını söylüyor: “Ablam,
maden patlayınca, benim için ‘kolu bacağı olmasın ama yeter ki canlı
çıksın’ diye dua etmiş. Bu yükü kaldırmak artık mümkün değil. Madene
tövbe ettim. Tazminatımı alıp işi bırakacağım. Bunun sonu yok.”
http://www.internethaber.com/sok-17-gundur-uyariyordu-felaket-olacak-673497h.htm
0 comments
Write Down Your Responses