“Bu adam, kan dökmeden gitmeyecek”


Sevgili Emre Kongar, Cumhuriyet’teki köşesinde sordu: “Diktatörler Niçin Zalim ve Hırsız Olur? Bir Diktatör Nerede Nasıl Oluşur?” (27 Şubat 2014)

 
Birinci soruya verdiği yanıtta: “Çünkü” diyor; “İnsan haklarına ve demokrasiye inanmaz” “Bencildir, ben merkezcidir, çıkarcıdır.” “Empati yoksuludur, merhametsizdir.” Yanıtlar böyle devam ediyor.
İkinci soruya verdiği yanıtta ise: “Bir insan sert bir ideoloji, sert bir inanç içinde yetiştirilirse. Baskı, dayak, ceza ve zulüm ile terbiye edilirse…”
Yine yanıtlar bu düzlemde devam ediyor.  Kongar’ın yanıtlarını kendimce çoğaltmak istedim.
Hem çok inançlı görünüp hem de cennet ve cehenneme inanmıyorsa; kendinden önceki benzerlerinin sonlarının ne olduğunu hiç  ama hiç aklına getirmiyorsa; hümanizmanın değerlerinden habersiz, etik bir bilinç ve  onurun gerektirdiği muhakeme  anlayışından uzak  bulunuyorsa;
Deryanın ortasında yol alan bir geminin kaptan köşkünde oturmuşken, o gemiyi yüzdüren şeyin suyun kaldırma kuvveti, motoru, dümeni, yelkeni değil de kendi yeteneği, gücü, marifeti, aklı olduğuna inanıyor ve tüm yolcular ve gemi çalışanlarını da buna inandırmış durumdaysa;
Henüz çocukken, herkes ebe ama o hep kazanan olmuşsa;
Lisede, herkes harıl harıl ders çalışırken o; “en iyi kopya nasıl çekilir” sorusunu aklına takmışsa;
 Bir yol olsun karşı komşunun kızına gönlü ağmamışsa, bir serçe yavrusunu avuçları içine alıp, onun sıcaklığını ve kalp atışlarını duyumsamamışsa,
Bu topraklarda; insanı ve değerlerini merkeze alan, özgürlük, eşitlik ve adalet temelinde   toplumu örgütleyecek olan  bir politika ve onun söylemleri  yerine; din, iman, günah, sevap  mevzularının pazarda, sokakta, evde, yolda iyi para ettiğinin ayırdına varmışsa; bu konuda kendisinden önce yol almış olanların, yolunu tutturmuşsa;
Kötünün, hırsızın, arsızın her türlü kötülüğünün yanına kaldığı, iyinin ve iyiliğin çok kısa sürede unutulduğu bir toplumsal hafızanın varlığını görmüş ve bu hafızanın yönlendiricisi olmuşsa;
Kötü olanın örgütleyicisi oldukça; çevresinin genişlediğini, seven ve saygı duyanların sayısının arttığını, kendini taklit edenlerin çoğaldığını görmüş, dolayısıyla bir model olmuşsa;
Terazisinin hep doğru tarttığına; cetvelinin hep düz olduğuna inanmışsa;
Erkekse, erkeklik gücünün, kadınsa kadınlık gücünün sınırsız ve sonsuz olduğuna inanmış ve inandırılmışsa,
Bedensel ve ruhsal sağlığını besleyen tüm bu egoların tutsağı haline gelmişse;
Siyasal husumeti düşmanlık dercesine yükseltmişse; ailesinde, mahallesinde, şehrinde ülkesinde iyilik güzellik adına ne varsa, hepsinin kendi süreğiden gelenlerin; buna karşılık  olumsuzluk, kötülük, şansızlık adına ne varsa karşısındakilerin eseri olduğuna inanıyorsa;
Toplumu; sınıfsal, dinsel, kültürel anlamda kamplara bölüyor, “benimkiler” dediklerine kutsallık atfederek her halükarda pürupak gibi gösteriyor ve her türlü kötülüğün müsebbibi gördüğü ötekileştirdiklerinin üzerine kışkırtıyorsa;
Galata Köprüsünü, Galata Kulesini, saf Anadolu köylüsüne satabilen Sülün Osmanların geleneğini sürerek, bu memleketi karış karış satabilirim noktasına varan, her şeyi pazarlama mantığının “yönetmek” olduğuna inanıyorsa;
Politik ömrünün ve iktidarının azalışını her gördüğünde; oyunun kurallarını değiştirip yeni yeni söylemler, düşman karakterler ve silahlar icad ediyorsa;
“Her malın pazarda bir alıcısı vardır”, biri aldıysa öbürleri de alır, alıcı alıcıyı çoğaltır, herkes aldığına göre, bu işte bir hikmet vardır diye düşünüyorsa;
Alan memnun satan memnunsa; çaldıysa, benim paramı çaldı diye düşünüyorsa  hâlâ millet….
Meydanlardan her seslenişinde; toplu ayin yapıyormuşçasına, huşû içinde binlerce insan tapınma moduna giriyorsa…
Bu duruma itiraz edenler de, itiraz gerekçelerini birleştirmek ve yekvücut olmak yerine, itiraz gerekçelerinin farklılığını, hâlâ farklı yerlerde durmanın da gerekçesi yapıyorlarsa eğer…
    Geriye tarihin söyleyeceği bir söz kalmıştır…
Hitler, iktidara böyle geldi işte.
Geldi, iktidar oldu ve dünyayı kana buladı.
 İnsanlık tarihinde bu daha dündü.
 Dün, deneyimli eski bir milletvekili dostuma rastladım.
 “Bu adam, kan dökmeden gitmeyecek” dedi.
Toplumsal bilinç ve tarihsel eylemliliğimiz; kendi sonlarının yıkıntılarını, halkın kanının altına saklamayı düşünenleri engelleyecek deneyimi sağlamadı mı bize?

http://www.odatv.com/n.php?n=bu-adam-kan-dokmeden-gitmeyecek-0403141200

,

0 comments

Write Down Your Responses

About Me

Powered by Blogger.

Blog Archive