'Atatürk düşmanlarına Alevilerden ekmek çıkmaz'




Türkiye'de Alevi-Sunni kardeşliğini bozmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini vurgulayan Alevi Kültür Dernekleri Başkanı Doğan Demir, 'Aleviler Cumhuriyete ve kazanımlarına sahip çıkmayı görev bilirler' dedi


"Alevi açılımının altında ne yatıyor?" başlıklı tartışmayı Alevi temsilcilerinin görüşlerini paylaşarak sürdürüyoruz. Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir, Aydınlık'ın sorularını yanıtladı.
Aleviliğin "İslamiyet dışı" olduğu yolundaki fikirlerin bu dönemde ortaya çıkmış olmasını nasıl değerlendirmek gerekir? Bu düşüncenin giderek yaygınlaşmasında Sünni yobazlığın Aleviliği İslamiyet dışı olarak görmesinin payı var mıdır? Alevi dinciliği ile Sünni yobazlığın bu konuda hem fikir olmalarını nasıl değerlendirmek gerekir?
Alevilik bir inanıştır, yaşamdır, evrenselliktir, kültürdür, felsefedir, bütün evrene ve insanlara eşittir. Alevilik haktır; Alevilikte yobazlık yoktur, inkâr yoktur, ayrıştırma yoktur. Sevgi, saygı, şefkat, merhamet, asalet, samimiyet, sadakat, insani kamil olmak var, her şeyin başında insan var; o nedenle İslamın içi veya dışında olmak terimi Alevileri çok ilgilendirmez. İslam ülkelerinin birçoğunda İslamiyet adına katliamlar yaşanıyor, kan gölüne dönmüş her taraf; böyle bir İslamiyetin içinde Aleviler olmaz. Allah için insan öldürenlerle Aleviler bir olmaz, içimizdeki çok az olan çürük elmalarla dışımızdaki yobazların canı ceheneme.
Milletimiz Alevi ve Sünni olarak ayrışmakta mıdır? Her tarafta cemevlerinin yapılmasının yaygın bir uygulama haline gelmesi ne anlama geliyor? Cenazelerin farklı mekânlardan kaldırılmaya başlanmasının sonu nereye varacak?
'Alevi-Sünni kardeşliği'

Türkiye'de yaşayan bütün halklar kardeştir; Alevisiyle Sünnisiyle bir bütündür; ne Yavuz'lar uğraştılar, bu birlikteliği bitiremediler. Bundan sonrada kimsenin gücü bizi ayrıştırmaya yetmez. Aleviler son yıllarda inanılmaz derece davasına sahip çıkıyorlar. Bunun sonucundada cemevleri her geçen gün artarak yapılmaktadır. Bütün baskılara imkânsızlıklara rağmen ana ve bacılarımızın lokmalarıyla inşaatlarımızı yapmaktayız; buralarda da cemlerimizi ve erkânımızı görmekteyiz. Cenazelerimizi de doğal olarak inancımız gereği cemevlerimizde Alevi ritüellerine göre kaldırmaktayız.
Özellikle son yıllarda AKP'nin ağzından düşürmediği "açılımlar", Alevilere ne kazandırdı? Yoksa tam tersi bir gelişme mi yaşandı? AKP'nin her "açılımı", Cumhuriyet'in Alevilere kazandırdığı kimi hakların kaybedilmesi anlamına mı geldi?
'AKP'nin çalıştaylarından sonuç beklemiyoruz'
AKP'nin açılımlarının ve paketlerin sonuç vermesi samimiyetle alakalı bir durumdur; niyet önemli, başbakanın Alevilerle ilgili nefret dilini sürekli kulanıyor olması, zaten bakışını ve yapılan çalıştaylardan sonuç almayı beklemeyi gerektirmez.
Son günlerde mezarlara yapılan saldırı haberlerini duymaya başladık. Alevi mezarlığı, Sünni mezarlığı gibi kavramlar telaffuz edilmeye başlandı. Bütün bunların AKP'nin açılımları ile bir ilgisi var mı?
Mezarlara saldırmak bir sapkınlıktır; insan olan hiç kimse bunu yapmaz. Bu konuyu AKP'nin politikalarına bağlamak çok doğru değil, bu, zaman zaman ülkemizde insanlıktan nasibini almamışların yaptığı bir durumdur.
Yakın zamana kadar A-levi yurttaşların hemen hemen tamamı, bugün ise büyük çoğunluğu bilindiği üzere Cumhuriyetçidir. Cemevlerinde ve Alevi evlerinde Hazreti Ali resmi ile Atatürk fotoğrafının yan yana asılması, bu tarihi duruşu anlatır. Alevilerin bu tavrının şimdi neoliberal çevreler tarafından, "düşmanına âşık olmak sendromu" ile açıklanmasını doğru buluyor musunuz?
'Cumhuriyet'e sahip çıkmak görevdir'
Aleviler hiçbir zaman değişime karşı olmamışlardır. Cumhuriyete ve kazanımlarına sahip çıkmayı görev bilirler. Atatürk'e olan sevgiyi bütün yanlış anlatımlara, farklı gösterme çabalarına rağmen anlamışlardır. Atatürk hiçbir zaman Alevilerin düşmanı olmamıştı. Tam tersidir; ama bazı çevreler bunu bilinçli olarak yaymakta ve oradan karşı bir duruş sergileme beklentisine girmişlerdir. Nafile beklentilerdir; ülkemizin bugün geldiği durumun bütün Alevilerde farkındadır. Buradan nemalanmaya çalışanlar da farkına varmalıdır artık; Alevilerden size ekmek çıkmaz.
Geçen yüzyılın son çeyreğinden bu yana emperyalizmin inisiyatifi ele aldığı ve dünyanın her tarafında her türlü dinci ve etnik milliyetçi tavrı destekleyip büyüttüğü bir dönem ile ülkemizde Alevi sorununda yaşanan gelişmeler arasında nasıl bir bağ kurulabilir?
Aleviler olarak bu sistemin çarkından en çok olumsuz etkilenen toplumuz. Tarih boyunca emperyalizme dinci ve etnik yapıya hep karşı durmuşuzdur. Köktendinciliğe gericiliğe ve etnik milliyetçiliğe karşı durmak, mazlumun yanında eşitlikçi hak mücadelesinde önde olmak, Alevilerin yaşam felsefesidir. Tarih boyunca bu tür baskılara ve ayrışmalara maruz kalmalarına rağmen hep dik durmayı becermişizdir.
Cemevleri ibadethane midir, yoksa kültür merkezleri olarak ele alınmaları mı daha doğrudur? Alevilikte ruhban sınıfı var mıdır? Dedelere maaş bağlanması önerisi ne anlama gelmektedir?
'Bütün inançların özgürleşmesi meselesidir'
Cemevlerimiz bizim ibadethanelerimizdir. Kimse tarafından verilmiş bir lütuf olmadığı gibi, devlet kabul etmese de birileri farklı baksa da cemevlerimizi farklı statüde görmek, ne kimsenin hadidir ne de hakkıdır. Bu bir inanç hakıdır, kimsenin insiyatifine bırakacak değiliz. Dedelerimize maaş konusuna gelince, biz bütün inançların özgürleşmesini istiyoruz; devlet dinden ve inançtan elini çekmek zorunda...
Alevi dedesinin devletin maaşına ihtiyacı yok. Diyanet'in kalkmasını isterken, Sünni İslam anlayışının da özgürleşmesini, din adamlarının devletin himayesinde olmamasının da gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Doğan Demir

,

0 comments

Write Down Your Responses

About Me

Powered by Blogger.

Blog Archive