Alın size deliller!


Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi tertiplerin AKP’lilerce itirafının ardından davaların yeniden görülmesi gündemde. Bunun için yeni deliller istenirken, hasır altı edilen yüzlerce delil görmezden gelinmişti. İşte davaları bitirecek deliller...

 balyozdelil

Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın “Orduya kumpas kurdular” itirafı ve AKP çevrelerinden gelen açıklamaların ardından Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi davaların yeniden görülmesi gündemde. Birçok siyasetçi kumpasa maruz kalanların derhal serbest bırakılmasını isterken, bazıları da yeniden yargılanmanın yapılması gerektiğini söylüyor. Yeniden yargılanma yapılması için de “yeni delillerin” bulunması gerektiği belirtiliyor. Davalar boyunca ele alınmayan ve incelenmeyen birçok delil bulunuyor. İşte davalar ve delilleri:
Tatbikattaki komutanlara asılsız suçlama
Balyoz davası da diğer davalar gibi başladığı ilk günden itibaren sahte delillerle gündeme geldi. Bu “delillerden” en çok konuşulanı ise Mayıs 2003’te CD’ye kaydedildiği iddia edilen dökümanların, 2007 yılında piyasaya sürülen Office 2007 uygulaması kullanarak yazıldığının tespit edilmesi oldu.
İşte Balyoz’daki sahtecilikler
* ABD Adli Bilişim Danışmanlık Firması Arsenal Consulting Inc. tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda 11 ve 17 numaralı CD’lerde bulunan en az 76 dokümanın tarih ve zamanlarında sahtecilik yapıldığı bilimsel olarak ortaya konuldu.
* TÜBİTAK bilirkişileri Hayretdin Bahşi, Erdem Alparslan ve Tahsin Türköz kanunlar gereğince yemin etmedi. Mahkeme raporu hazırladıktan tam 27 ay sonra yemin ettirme kararı aldı.
* Adli Bilişim Uzmanı Tevfik Koray Peksayar, CD imajlarının delil usullerine uyularak alındığına dair bir somut bilginin dava dosyasında bulunmadığını tespit etti.
* Peksayar, Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen 5 nolu hard diske ait incelemede; oluşturulma tarihleri 2004, 2005 ve 2007 yılına ait 163 dosyanın değişiklik tarihlerinin oluşturulma tarihinden eski olduğunu, bunun dosyaların bu diskte oluşturulmaması ve başka bir kaynaktan kopyalanmasından kaynaklandığını tespit etti.
* Bilirkişi raporları soruşturma evresi başlangıcında savunmaya verilmedi, kovuşturma evresine geçildiğinde bile savcılığın savunmadan sakladığı lehte bir bilirkişi raporu sanıklar ve avukatları kendi imkanlarıyla bulup mahkemeye sundu.
* Savcılık tarafından savunmadan 6 klasör belge saklandı, kovuşturma aşamasında sanıklarca ısrarla istenmesi üzerine mahkeme kararıyla alınan bu klasörlerdeki belgelerin tamamı davanın açılmasına neden olan CD’lerin sahteliğini kanıtlayan deliller olmasına rağmen iddianameye bilerek alınmadı.
* Bu çelişkili durumun sorulduğu TÜBİTAK dahil bilirkişiler, bilgisayarların sistem tarih saatleriyle oyananarak CD’lerin üst verilerinde her türlü değişiklik yapılabileceğini, oluşturma ve son kaydetme tarihlerinin istenilen tarihe götürülebileceğini, oluşturan ve son kaydeden yazar isimlerinin de değiştirilebileceğini belirtti.
* Mahkeme kararı ile ismini 12 Mayıs 2009 tarihinde değiştiren bir subay isminin değiştirilmiş hali 7 Ocak 2003 tarihli düzmece dijital veride yazılı.
* Dijital olarak 2003’te hazırlandığı ileri sürülen bir yazı içerisinde, TSK Personel Kanunu’nun 2005’te değiştirilmiş hali yer aldı.
* 2 Aralık 2002 tarihinde son kez kaydedildiği iddia edilen hayali Balyoz Darbe Planı’nda 19 Mayıs 2006 tarihinde kurulan “Türkiye Gençlik Birliği” yer aldı.
* 2003 yılında gözaltına alınacağı iddia edilen siyasi parti üyesi olarak gösterilen Anavatan Partisi Merkez İlçe Teşkilatı İlçe Yönetim Kurulu Üyelerinden biri bu göreve 16 Şubat 2006’da başladı.
n Balyoz Harekat Planı’nın bir parçası olduğu iddia edilen ve 2003 yılında hazırlanan Cami eylem planında yer alan sokak isimlerinin 2006 ve 2007 yıllarından sonra verildiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından bildirildi.
* Balyoz Harekat Planı’nda yer alan uzaktan kumandalı cep telefonu düzenekleri 2004’ten, emniyetli kriptolu telefonların ise 2009 yılından sonra kullanılmaya başlandığı TÜBİTAK tarafından bildirildi.
* Donanma Komutanlığı’ndaki aramalarda ele geçirilen 5 Nolu hard disk içinde bir personele ait 18 Ağustos 2008 tarihli ve gerçek imzalı “bireysel emeklilik” belgesinin bilgisayara kayıt tarihinin 19 Şubat 2003 olarak değiştirildiği tespit edildi.
* Yurt içinde ve yurt dışında tatbikatta veya sahilden yüzlerce mil uzakta denizdeki gemilerinde görevde bulundukları yüzlerce tanık, belge, fotoğraf, video filmi ve pasaport kayıtlarıyla ispatlanan bazı sanıkların, maddeten bulunmaları asla mümkün olmayan zaman ve mekanlarda toplantıya katıldıkları ya da bilgisayar başında belge hazırladıkları öne sürüldü.
* İsrail’de yapılan tatbikat sonrasında Türkiye’ye intikal halinde olan 2 adet firkateynin komutan ve 2. komutanlarının bu esnada Aksaz/Marmaris’te bir toplantıya katıldıkları iddia edildi ve bu konuda mahkemeye sunulan devletin resmi belgeleri ile gemi jurnalleri dikkate alınmadı.
* Bir deniz subayı, dijital belge oluşturduğu iddia edilen tarih ve saatte su altında dalışta olduğunu mahkemede TRT televizyonunun görüntüleri ile ispatladı ama halen tutuklu olarak yargılanmasına devam edildi.
* Üst veri bilgilerine göre 13 Şubat 2003 tarihinde oluşturulduğu iddia edilen “tard.doc.” isimli dijital veride bir astsubayın birliği “TCG Alanya” olarak belirtildi, ancak bu gemi bu tarihten tam 30 ay sonra inşa edilerek Deniz Kuvvetleri’ne katıldı.
* 14 Aralık 2002 tarihinde oluşturulduğu iddia edilen bir dijital veride ismi geçen “CC MAR NAPLES” unvanlı NATO Komutanlığı Temmuz 2004 tarihinde kuruldu.
* Hastaneler listesinde 15. sırada bulunan “Avrupa Şafak Hastanesi” 10.12.1998 tarihinde “Şafak Hastanesi” adıyla kuruldu ve Aralık 2004’te bir başka firmaya devredilmesiyle birlikte bu ismi aldı.
n 2 ayrı kişinin 2 ayrı yerde hazırladığı iddia edilen 2 ayrı dijital verinin aynı satırlarında aynı hatalar yapıldı.
* Toplam 365 sanıktan sadece 48 tanesi 5-7 Mart 2003 tarihlerinde 1’nci Ordu Komutanlığı’nda icra edilen Plan Semineri’ne iştirak etti (% 14). Dava kapsamında suçlanan 156 denizci ile 42 havacı subaydan hiçbiri, 102 karacı subaydan 57’si, 63 Jandarma’dan ise 60’ı bu seminere katılmadığını, hatta bu seminerden haberleri bile olmadığını söyledi.
n 2002-2003 yıllarında Hava Kuvvetleri’nde Hava Piyade Üsteğmen olarak görev yapan ve 18 Ağustos 2009’da Mühendis sınıfına gecen bir personel 2003 yılında hazırlandığı iddia edilen bir listede “Mühendis Üsteğmen” olarak ver aldı.
* 11 nolu CD üzerinde bulunan “Or.K.’na” yazısının bir sanığın el yazısı notlarından alınan harflerin taklit edilerek CD üzerine yazı makinesi marifetiyle yazdırıldığına ilişkin 2 adet bilirkişi raporu bulunmakta.
* Donanma Komutanlığı’nda bulunan SAMSUNG marka sabit diskin üretim tarihi, Ekim 2004 ancak bu sabit diskte üretilmeden önce, Ağustos 2002 ve 2003’te oluşturulmuş olan dosyalar bulunmakta.
* Davaya adını da veren ve 13 Kasım 2002 tarihinde ilk kez oluşturulan Balyoz Harekât Planı’nda “Seçimlerde AKP’nin tek parti olarak iktidara gelmesiyle beraber, ülkede hızlı bir zemin kayması yasanmış” şeklinde bir ifade yer aldı. AKP Hükümeti ise bu tarihten 5 gün sonra 18 Kasım 2002’de kuruldu.
‘Askeri Casusluk’ davasındaki çelişkiler
İzmir merkezli “Askeri Casusluk” davası kapsamında 357 sanık “gizli bilgi ve belgeleri temin etme” ve “örgüt üyeliği” suçlarından yargılanıyor. İddianamede işadamı Bilgin Özkaynak liderliğindeki suç örgütünün temel amacının çıkar elde etmek olduğu öne sürülüyor. Sanıklar, Bilgin Özkaynak’ın Sapanca’daki boş evinde bulunduğu iddia edilen ‘Pandora’ isimli bir veri tabanından çıkan dijital belgelerle suçlanıyor. İddianamede sanıkların eskort kadınlar aracılığıyla elde ettikleri ‘gizli belgeleri’ sattıkları iddia ediliyor. Dava kapsamında öne çıkan tespitler şunlar:
* 357 sanıktan 316’sı muvazzaf ve emekli asker. 2 bin 400’ü bürokrat ve geri kalanı asker olmak üzere 2 bin 500 kişi hakkında fişleme yapıldı.
* Fişleme yaptığı iddia edilen eskort kızların profili: İddianamedeki anlatımın aksine hepsi TC vatandaşı, aralarında Rus uyruklu bir kimse yok. Aralarında sadece bir tane üniversite mezunu var. Kendi yaptıkları fişlemelerdeki bürokrasi ve askeriyede kullanılan tabirleri ve kısaltmaların anlamlarını bilmedikleri gibi, telaffuz bile edemiyorlar. Örneğin; MYT (Mayına Karşı Tedbir), MİLGEM, Diplomat, Müsteşar, DTM raporu, SABKOR, İHA...Bazıları yüzde 40 - yüzde 70 oranında özürlü. Yaş ortalaması 30-35 arası. Hepsi savunmalarında böyle bir kurguya kurban edildiklerini belirtiyorlar.
* Tüm sanıkların özellikleri: Balkan ve Rumeli göçmenleri, ailesinde subay, astsubay olanlar (subay-astsubay çocukları), Alevi - Bektaşi olanlar, düşünce yapısı ve yetiştiriliş bakımından Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olanlar ağırlıkta
* Dava kapsamında 357 sanıktan sadece 10’u ile ilgili yapılan aramalarda, ‘Pandora’ veri tabanında olduğu iddia olunan dijital belgeler çıktı, diğer 347 kişinin hiç birinde iddia edilen belgeler tespit edilemedi.
* Dijital materyallerin hepsi daha önceki davalarda olduğu gibi mutfakta ve buzdolabı arkasında siyah torbada bulundu. Evlerinde dijital materyaller bulunan ve kendilerine ait olmadığını iddia eden şahısların, bu materyaller üzerinde parmak izi ve DNA testi yapılmasını talep ettikleri halde bu talebe cevap verilmedi ve hiçbir kriminal inceleme yapılmadı.
* Soruşturma ABD’den 10.08.2010 tarihinde gelen bir mail ile başladı. Ancak o mailde adı geçen hiç kimse dava kapsamında ne sanık, ne müşteki, ne de tanık oldu.
*  İhbar yapılan maili adresi iddianamede haleizmirhale@hotmail.com.tr ve izmirhaleizmir@hotmail.com olmak üzere iki farklı şekilde yer aldı.
* Pandora veri tabanında bulunan dijital belgelerin tamamı, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) Madde 134’e göre imajının bir kopyası şüphelilere verilmesi gerektiği halde verilmeyen, taşınabilir harici hard disk, flash bellek ve CD’lerden çıktı ve hiçbir asker veya sivil şahsın ev ve iş yeri bilgisayarında bulunmadı. İmajı verilen diğer dijital materyalin hiçbirinde de Pandora’da bulunan bu dijital belgelere rastlanmadı.
* İki yıl süre ile 45 kişi fiziki ve teknik olarak takip edildi. Hatta bazı sanıkların Marmaris, Bodrum ve İstanbul gezilerine dahi eşlik edildi. Fakat bu takiplerde hiçbir tespit, bulgu ortaya konmadı.
* Sanık SK’nın evinde yapılan aramanın bitiş saatinden 3 saat sonra, kendisinin veya vekilinin yokluğunda delil torbası açılmış, yetkili hâkim kararı olmadan ve dijital materyal üzerinde yedekleme - imaj alma işlemi yapılmadan inceleme yapılmış ve rapor düzenlenmesi bitirilmiş. (Evden çıkılıyor, merkeze gidiliyor, bilgisayar açılıyor, kayıtlar inceleniyor, dökümü yapılıyor, bilgileri gizli ve normal olarak ayıklanıyor, rapor tamamlanarak, ertesi gün bu bilgiler ışığında yeni aramalar yapılıyor.)
* Bilirkişi inceleme raporlarına göre; el koyma tarihinden sonraki tarihlerde oluşturulmuş ve son kaydedilmiş dijital veriler bulunuyor.

http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/30983-alin-size-deliller.html

,

0 comments

Write Down Your Responses

About Me

Powered by Blogger.

Blog Archive