AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin, Karabük'te Vali Nafiz Kayalı Gençlik Merkezi'nde düzenlenen
partisinin il danışma meclisi toplantısına katıldı. Partililere hitaben
konuşan Şahin, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın
'Seçim stratejisi belli olmuştur, gelin deşifre edelim' başlıklı
yazısını okuyarak, şöyle konuştu:
"Bu yazıyı bundan 5 yıl önce bugün yazdı. Çok da doğru tespitler
yaptı. Çünkü o zaman da 2009 yerel seçimlerine gidiyorduk ve tam 3 ay
vardı seçimlere. Seçimlerden önce yolsuzluk haberleri çıkarılır,
bunların inandırıcılığı yoktur. Bunlar seçim sonuçlarını etkilemek
içindir. Bunlara inanmayın demek istiyor. Şimdi soruyorum; Ekrem bey
şimdi de yeni bir seçime giriyoruz. Neden sizin gazeteniz,
televizyonlarınız tam bunun aksi yayınlar yapıyor. Yoksa siz de mi
siyasal mühendislik projeler içerİsinde yer aldınız? Bunu söylediğim
için üzgünüm. Aynı istikamete bakan, aynı sevdaya yangın olmuş olan
insanların birbirlerinin önünü kesmek gibi bir gayret içerisinde
olmamaları gerekir diye düşünüyorum."
FETHULLAH GÜLEN'E ÖVGÜ
Şahin, konuşmasında cemaatle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
"Cemaat; Fethullah Hoca cemaati dediğimiz bizlerin kardeşleri. Ancak
acaba yargı içinde bu cemaate sempati duyanlar, bir takım yargıçlar bu
projede görev üstlenmiş olabilirler mi? Buna ihtimal verebilir misiniz?
Burada ilk defa açıklıyorum. Bu haberi aldığımda uzun süre düşündüm,
inanmak istemedim, araştırdım, soruşturdum ve doğru olabileceği
kanaatine vardım. Önemli bir holdingin başında bulunan bir kişi hakkında
bir ceza davası var ve mahkum olmuş. Dosya Yargıtay'a gelmiş.
Yargıtay'da 'Cemaatin imamı' diye nitelendirilen kişi, ismi bende saklı
kendisini tanıyorum. Bu önemli kişinin dosyası ile ilgili ne karar
verilmesi gerektiği hususunu dosyanın kısa bir özeti ile birlikte
Pensilvanya'ya göndermiştir. Bir savcı, bir hakim böyle bir şey
yapabilir mi? diye sordum kendime kafam hafızam kabul etmedi. Ama
araştırdığımda maalesef bunun doğru olduğu kanaatine vardım. Kamuda
görevli bir takım işgüzarlar var. Hoca efendi, 'Adalet neyi
gerektiriyorsa ona göre karar verin' demiş. Allah razı olsun. Ama oraya
sempati duyan bir takım kamu görevlileri maalesef belki yaranmak, belki
başka nedenlerle bu tür yanlışlıklar yapabiliyor. Bu işin de öyle bir iş
olduğunu düşünüyorum."
Şahin, cemaate bağlı olanları ise şöyle eleştirdi:
"Bir tarikat, mezhep, manevi liderle gönül bağınız olabilir, ondan
dersler alabilirsiniz. Bu normaldir. Ama komutanınız 'Falan yere
gideceksiniz bayrağı falan yere dikeceksiniz' dediğinde, siz, 'Ben bağlı
olduğum tarikat liderine bir sorayım' diye düşünürseniz orada disiplin
olmaz. Yargı da böyle bir düşünceyle hareket edilirse o yargıda adalet
tecelli eder mi? Emniyet'te eder mi? Ama maalesef bizim yargımızda da
emniyetimizde de böyle bir yapı oluştu"
"SİZİ SEVİYORUZ"
Şahin son olarak 1- 1.5 ay önce Fethullah Gülen ile telefonla görüştüğünü açıkladı. Şahin, şunları anlattı:
"Rahatsızdı, 'Geçmiş olsun' dileklerimi ilettim. Kendisini severim.
Beddua olayından dolayı ciddi eleştiri aldı. İnsan hata yapabilir, keşke
söylemeseydi o bedduayı. Çünkü daha önceki vaazlarını ben biliyorum.
Beddua etmeyi hep yasaklamıştır. Hata yapmayan, günah işlemeyen sadece
peygamberlerdir. İnanıyorum ki o da üzüntü duymuştur. Ancak, ben
Karabük'ten muhterem hoca efendiye bir çağrıda bulunmak istiyorum. Hocam
artık Türkiye'ye dönün lütfen. Dönün artık Türkiye'ye. İstiklal Marşı
şairimiz Mehmet Akif Ersoy da 11 yıl Mısır'da kaldı. Sonra 1936 yılının
haziran ayında döndü. Bir röportajı var elimizde döndükten sonra. Ersoy,
'Vatanıma döndüğüm için çok mutluyum. İyi ki gelmişim. Şu vatanımın
havası ciğerlerimdeki mikropları öldürüyor. Vatanımı çok özlemişim'
demişti. Sevgili hocam, siz de dönün lütfen. Vatanın havasını teneffüs
edin, ciğerlerinizdeki mikropları öldürsün bu temiz hava. Türkiye'de
sizin isminizi kullanılarak fitne yayılıyor. Gelin buna vaziyet edin,
sizi seviyoruz. Bizim hakkımızda ne söylerseniz söyleyin sizi
seviyoruz."
HOCA EFENDİ'YE GÖREVLER DÜŞÜYOR
Mehmet Ali Şahin, fitneyi önlemede Fethullah Gülen'e görevler
düştüğünü anlatırken, vesayetçinin üniformalı ile cüppeli olanı arasında
bir fark olmadığını söyledi. Şahin, şöyle konuştu:
"Vesayetçinin nutuk okuyanı ile hoca efendinin Kırık Testi kitabını
okuyanın arasında da bir fark yoktur. O Kırık Testi'yi ben de okuyorum.
Hoca efendinin bana hediye ettiği kitap hala masamın üzerindedir. Bu
kitabı ben de okuyorum ama herhalde bazıları tersinden okuyor.
Türkiye'de başlamış olan bu fitneyi önleme konusunda hepimize ve hoca
efendiye görevler düşüyor. Bunu düşünerek değil, içimden geldiği gibi
söylüyorum. Hocam siz Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin ekolünü devam
ettirmeye, o öğretiyi insanlara anlatmaya çalışıyorsunuz. Bediüzzaman
Said Nursi de yurt dışına gidebilirdi, gitmedi. Bu ülkede eziyetler
çekti, hapislerde kaldı. Isparta'da Barla Köyü'nde o izbe evde o
nüshaları yazdı, gitmedi. Sevgili hocam siz de dönün. Siz orada kalmaya
devam ettiğiniz sürece o kadar çok fitne ortaya çıkaracaklar ki, acaba
orada kendisini bırakmıyorlar mı? Türkiye ile ilgili bir takım amaçları
olanlar onu ve cemaati kullanarak Türkiye'ye zarar mı vermek istiyorlar?
diye düşüneceklerdir. Bunun önünü kesin sevgili hocam. Lütfen dönün
Türkiye'ye."
http://www.odatv.com/n.php?n=cemaatin-yargi-imami-kim-biliyoruz-2912131200