Türkiye'de kandırıp Suriye'de savaştırıyorlar
Suriye'deki iç savaş 2 yılı aşkın
süredir devam ediyor. Türkiye'nin Suriye'deki Esad muhaliflerine verdiği destek
Batılı siyasiler ve medya tarafından da sürekli dillendirilmekte.
Bu tartışmalar sürerken
Suriye'deki cihatçı grupların Başta Adıyaman olmak üzere Bingöl, Batman, Urfa,
Diyarbakır ve Bitlis'teki gençlerin savaşmak üzere Suriye'ye götürüldüğü ortaya
çıktı.
Konuyla ilgili Radikal gazetesinden
İdris Emen'in haberi şöyle:
Suriye ’de yaşanan iç savaşta
Türkiye ’nin çetelere yardım ettiği iddiaları tartışılırken, başta Adıyaman
olmak üzere Bingöl, Batman, Urfa, Diyarbakır ve Bitlis’ten 18 ile 30 yaş
arasındaki gençlerin savaşmak üzere Suriye’ye götürüldüğü ortaya çıktı.
Adıyaman’da şehir merkezine yerleşen El-Kaide, El Nusra, Ashar Es Şam ve Esad
yanlısı gruplar, ‘cihat’ ya da para karşılığında gençleri Kilis, Hatay ve
Şanlıurfa üzerinden 15 kişilik gruplar halinde Suriye’ye götürüyor. Adıyaman’da
yaklaşık 200 kişinin Suriye’ye gittiği öne sürülüyor. Ailelerse Suriye’nin
değişik bölgelerindeki kampları tek tek gezip çocuklarını bulmaya çalışıyor.
Çete liderleri çocuklarını almaya gelen ailelerden fidye istiyor, çocuklarını
ölümle tehdit ediyor. Fidye ödeyip oğlunu geri getirmeyi başaranlar da var.
Günlerdir iz sürerek yaptığımız araştırma sonucunda çocukları Adıyaman’dan
Suriye’ye giden dört aile bulduk. İlk görüşmeyi, 2 Eylül’de üniversiteye kayıt
yapmak bahanesiyle evden çıkan ve Halep’e giden ikizler Ö.D. ile M.G.D.’nin
babası M.D.’yle yapıyoruz. Şunları anlatıyor:
Şiddet içeren videolar
“Geçen sene çocuklarım üniversite
sınavına hazırlanırken geceleri ders çalışma bahanesiyle evden çıkıyorlardı.
Zaman geçtikçe hareketleri değişmeye başladı. Önce sakal bıraktılar, daha sonra
kız kardeşlerine kapanmalarını söylediler. Suriye’deki iç savaşı tartışırken
bana, ‘Anlamadığınız şeyler var, İslamiyet’i anlamıyorsunuz. Bu, bir cihat ve
herkes bu cihat uğruna savaşmalı’ diyerek kızıyorlardı. Bir gün takip ettim.
Mahallede bulunan ‘Kasap Hacı’ adında birisinin evine gittiklerini gördüm. Geri
geldiklerinde neden oraya gittiklerini sordum. Din hakkında sohbet etmek için
‘Redd-i Cuma’ adında 5-6 kişilik bir grupla buluştuklarını, Müslümanlarla
ilgili videolar izlediklerini söylediler. Bir daha gitmemeleri için
tembihledim. Çocuklar bir yandan sürekli namaz kılıp dua ederken, diğer yandan
hiç camiye gitmiyorlardı. Mesela cuma namazını kılmıyorlardı, reddediyorlardı.
Bu adamlar çocuklarıma şiddet içerikli videolar izletip onları kandırdılar.’’
‘Beni ölümle tehdit ettiler’
Çocuklarını geri getirmek için
Suriye’nin Halep kentine gidip kamp kamp dolaştığını ve çocuklarını bir villada
bulduğunu söyleyen M.D. şöyle devam ediyor: “Bir gün çocuklarım evi arayıp
Suriye’de olduklarını ve savaştıklarını söyledi. Cihat için gittiklerini ve
peşlerine düşmememi söylediler. Emniyete başvurup durumu anlattım. Ancak
emniyet çocukların reşit olduğunu belirterek karışmadı. Çocukları geri getirmek
için rehberle Halep’e gidip dört gün boyunca altı tane kamp gezdim. Kamplarda
Adıyamanlı, Bitlisli ve Bingöllü gençler vardı. Halep’te bir kampta ikisini de
buldum. Çete liderlerine çocuklarımı almaya geldiğimi söyleyince bana, ‘Bu
çocuklar burada cihat için savaşıyorlar. Sen kâfir misin onları cihattan
alıkoyuyorsun? Bir daha buraya gelirsen seni vurup buraya gömeriz’ dedi.
Çocukları görmek istediğimi söylediğimde bana, çocukların 45 gün eğitim
göreceklerini ve eğitim bittikten sonra isterlerse Adıyaman’a dönüp ailelerini
görebileceklerini söyledi. Çocuklarımı geri getiremedim.’’
Oğlumun adını değiştirmişler
Oğlu Suriye’ye giden bir diğer
baba M.T.A. 23 yaşındaki Y.A.’nın iki ay önce yanına 500 lira alarak İstanbul
’a çalışmaya gittiğini, ancak daha sonra Ahrar Es Şam örgütüne katıldığını
öğrendiğini söyleyen baba M.T.A., yetkililerin yardımını isterken, şöyle
konuşuyor: “Oğlum İstanbul’a gittikten sonra Adıyaman’a gelerek iki gün burada
kalmış. Sonra Suriye’ye gidip Ahrar Es Şam örgütüne katılmış. Öğrendiğimde
Suriyeli bir rehberle beraber Kilis’e gittim. Suriye’ye gidip oğlumu geri
getirmesi için rehbere para verdim. Geri geldiğinde oğlumun Ahrar Es Şam
örgütüne katıldığını ve eğitimini tamamladıktan sonra savaşa gittiğini söyledi.
Örgüt oğlumun adını ‘Ebu Musa’ olarak değiştirmiş. Şu anda oğlum sağ mı ölü mü
bilmiyorum. Tek istediğim oğlumun bir an önce geri getirilmesi.”
Bedenimi siper ettim
Evli ve iki çocuk babası olan 25
yaşındaki oğlu A.B.’nin yaklaşık iki ay önce Hatay üzerinden Suriye’ye gidip
Esad yanlısı bir gruba katıldığını söyleyen baba F.B. ise Suriye’ye gidip
oğlunu geri getirmeyi başarmış. Fidye ödeyen F.B., oğlunun hayatı için yaptığı
pazarlığı şu şekilde anlatıyor: “Ramazan Bayramı’ndan bir ay önce oğlum aniden
ortalıktan kayboldu. Hatay üzerinden Halep’e gittiğini öğrendim. Geri getirmek
için Suriye’ye gitmeye karar verdim. Kilis üzerinden Suriye’ye geçtikten sonra
birilerine 150 lira para verip beni kamplara götürmesini istedim. Halep’teyken
oğlumun ‘Ebu Dicle’ adında bir kampta olduğunu öğrendim. Bir komutanla
görüştürdüler. ‘Oğlumu almaya geldiğimi’ söyledim. Bana oğlumun savaşa
gittiğini ve kendisinden haberdar olmadığını söyleyince diklendim. Adamları
bana silahını doğrulttu. O sırada düşüp bayıldım. Kendime geldiğimde oğlumun 50
kişilik bir grupla beraber bana doğru geldiğini gördüm. Ellerinde silah vardı.
Arap cüppesi giymişlerdi. Oğlumu öyle görünce tekrar fenalaştım. Tekrar kendime
geldiğimde beni bir başka komutanla görüştüler. Komutan onlara bağış yapmamı
istedi. Ancak yanımda 200 lira vardı. Onu alıp oğlumu bıraktılar. Kamptan
ayrılırken tahminen 18 yaşlarındaki iki genç çocuğun bize baktığını fark ettim.
Oğlum onların da Adıyamanlı olduğunu söyledi. Oğluma giderken Esad’a karşı
savaşacaklarını söylemişlerdi ama kamp Esad’a bağlı güçlerindi. Oğlumu geri
getirebilmek için bedenimi siper ettim.’’
Emniyet sessiz
Adıyamanlılar gençlerin Suriye’ye
gitmelerinden dolayı huzursuz. Bir esnaf, “Bazı insanların para karşılığında
gençleri örgütleyip Suriye’ye gönderdiğini duyuyoruz. Açıkçası bu durum
hepimizi korkutuyor” diye konuşuyor. Hatta Adıyaman’da çocukları Suriye’ye
götüren bir çetenin bile varlığından söz ediliyor. Ancak konuyla ilgili
sorularımızı ilettiğimiz Adıyaman Valiliği ve Adıyaman Emniyet Müdürlüğü ise bu
konuda konuşmak istemiyor.
0 comments
Write Down Your Responses