"Natocu mücahit istemiyoruz"
İstanbul Halkalı Meydanı’nda
toplanan Caferiler, Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı dün kitlesel eylem yaptı.
Caferi, Amerika ve İsrail’e karşı
sloganlar atan Caferiler’in lideri Selahattin Özgündüz, emperyalistlerin
güçlerin bölgeye müdahalesi durumunda direniş cephesi saflarında yer
alacaklarını belirterek "Şia, Zeyneb'i bir kez daha Yezit torunlarına esir
vermeyi istemiyor. Gerekirse ben de gider, göğsümü Zeyneb'e siper ederim.
Canımızda can oldukça Zeyneb (sa) bir daha esir olmayacak!" dedi.
Eyleme Özgündüz'ün yanısıra Dünya
Caferi Alimler Birliği Başkanı Ş. Hasan Karabulut, CAFERİDER Başkanı Av. Sinan
Kılıç, Halkalı Yunus Emre Cemevi Başkanı Gazi Arslan gibi birçok isim katıldı.
"Kahrolsun Amerika,
Kahrolsun İsrail" "Unutma Türkiye, Kardeşindir Suriye"
"Amerikan Askeri Olmayacağız" "Şii Sünni Kardeştir, Vahabiler
Kalleştir" "Mehmetçik İsrail'e Kalkan Olamaz" "NATO'cu
Mücahit İstemiyoruz" sloganlarının atıldığı gösteride Zeynebiye Medya
Sorumlularından Kasım Alcan bir basın bildirisi okudu:
ABD KARŞITI BİLDİRİ
“Değerli Basın Mensupları
Vasıtanızla necip milletimize,
şerefli dindaşlarımıza ve özgürlükçü dünya halklarına sesleniyoruz.
ABD, şimdiye kadar saldırdığı
ülkelere kan, gözyaşı, kardeş kavgası, sefalet ve esaretten başka hiçbir şey
getirmemiştir. İşte Libya, Irak, Afganistan, İnsansız Hava Araçlarıyla
saldırdığı Yemen, Pakistan! Hepsinde kan, gözyaşı, sefalet ve kardeş kavgası
yok mu?
ABD, Filistin İslam Topraklarını
ve ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'yı işgal edip, Müslüman Filistin halkına
soykırım uygulayan İsrail'in bütün bu işgal ve cinayetlerinin ortağıdır. Değil
mi?
ABD, haklı Kıbrıs çıkarmamızda
Türk katili ihtilalcileri desteklemiştir, değil mi?
ABD, Irak'taki Türklerin işgalden
bu güne kadar katliama maruz kalmalarının, mülklerinin yağmalanmasının baş
sorumlusudur.
ABD, Kuzey Irak'ta Türkleri
koruyan şerefli Türk subaylarının başına çuval geçirmedi mi?
ABD, Azerbaycan Türklerinin
Karabağ etrafında Türkleri katliam edip, topraklarını işgal eden, Türkiye'yi
soykırımla suçlayan, sınırımızı tanımayıp, topraklarımızın bir kısmının
kendisine ait olduğunu söyleyen maceraperest Ermeni devlet ve hükümetini
destekliyor ve böylece bu Ermeni işgal, cinayet ve hezeyanlarının suç ortağıdır
öyle değil mi?
ABD, meşum BOP projesiyle bütün
İslam coğrafyasını ve bu cennet vatanımızı kan gölüne çevirerek
bölüp-parçalayıp yağmalamak istiyor, öyle değil mi?
ABD, Amerikan kıtasında,
Afrika'da ve Ortadoğu'daki bütün diktatörlerin destekçisidir, öyle değil mi?
ABD, bir asra yakın zaman dilimi
içinde dünyada akan kan ve gözyaşının sorumlusudur, öyle değil mi?
ABD, ülkemdeki sağ-sol,
Alevi-Sünni, Kürt-Türk kardeş kavgalarının ve de askeri ve sivil ihtilallerin
planlayıcısı ve destekçisidir, öyle değil mi?
İngilizler, Osmanlı
İmparatorluğunu yıkan organizasyonun baş mimarıdır, öyle değil mi?
İngilizler, öteden beri İslam
Coğrafyasında mezhep çatışmalarını planlayandır, öyle değil mi?
İngilizler, Arabistan'da o gün
İslam birliğini temsil eden Osmanlı İmparatorluğunu dağıtma planının önemli bir
parçası olarak Tekfirci-Selefi-Vahhabi hareketini tesis edip, o gün bu gündür
İslam ve Müslümanların başına bela etmişlerdir, öyle değil mi?
PEYGAMBERİN MEZARINI YIKMALARINI
ATATÜRK ÖNLEDİ
Bu Vahhabi-Selefi-Tekfirciler,
şimdiye kadar Arabistan'da bulunan bütün İslami eserlerle birlikte, Osmanlıdan
kalma ecdat eserlerini Sırpların yapmadığı kadar tahrip ettiler.
Peygamberimizin Mekke'deki Vahiy evini yıkıp, yerine tuvalet yaptılar. Başta Hz.
Hamza olmak üzre, bütün İslam şehitlerinin mezarlarını yerle yeksan ettiler.
Hz. Fatıma, İmam Hasan ve diğer Ehlibeyt mezarlarını yıkıp, dağıttılar.
Peygamberimizin mezarını yıkmalarını M. Kemal Atatürk önledi. Daha birkaç ay
önce Hz. Cafer-i Tayyar'ın mezarını yaktılar. Büyük sahabi Hz. Hucr bin
Udeyy'in 14 asırda çürümemiş naaşını, mezarını deşip çıkardılar. Bırakın büyük
insanları, çocukların bile kuzu keser gibi boğazlarını kesiyorlar.
İnsan eti yiyecek kadar
canavarlaşmışlar. Barışçıl çözümden yana olduğu için büyük Sünni alimlerinden
Ramazan el-Buti'yi, Müftî-yi Âzam Bedrüddin Hassun'un oğlunu ve Afganistan eski
Cumhurbaşkanı Burhaneddin Rabbani'yi canice terör ettiler. Kendileri gibi
düşünmeyen Sünnilere karşı bile cinayet ve tecavüzde sınır tanımamaktadırlar.
Her Allah'ın günü camilere,
türbe, okul, hastane ve önlerine gelen her yere bombalı saldırı düzenleyerek
çocuk, kadın, genç, ihtiyar yüzlerce masumun kanını akıtmayı cihat sayan bir
sapık, cani fırkayla karşı karşıyayız. Bunlar yalandır diyecek bir vicdan
sahibi var mıdır?
ABD ve İngiltere, bu canilerin
eliyle Suriye'yi çökerterek, İsrail'in güvenliğini temin edip, İsrail'e karşı
direniş cephesini çökertmek istiyorlar. Yalan mı?
Şimdi asıl soru şu:
1- Suriye'nin tarumar
edilmesinden, Suriyelilerin mahvedilmesinden, Türk devlet ve milletinin ne gibi
bir çıkarı olacak?
2- Türk devlet ve milleti,
komşularının kan ve gözyaşı üzerinden çıkar sağlama peşinde olacak kadar asalet
ve necabetini yitirmiş olabilir mi?
3- Bu nebbaş (kabir deşen), adam
eti yiyen çakallarla cinayet, tecavüz ve sübyancılıkta sınır tanımaz, bu sapık
cani güruh ve bölgemizle birlikte ülkemize de kan, gözyaşı, fitne ve
parçalanmadan başka arzusu olmayan emperyalistlerle birlikte olma utancını Türk
milletine yaşatmaya birilerinin hakkı olabilir mi?
4- Suriye ordusu hava
saldırılarıyla etkisiz kılınabilirse, orada yaşanacak insanlık trajedisinin
vebalini, bu asil milleti ortak etme yetkisini kim nereden almıştır?
5- İsrail'i bölgenin önü alınmaz
tek hakimi durumuna getirecek olan bir saldırganlığa Türk milletini maşa etmek
için kim, nereden yetki ya da destur almıştır?
Evet, bütün bu bunları görecek
basirette olan bu milletin kendisinin de nihai hedef olduğu bu saldırganlığın,
kendisine karşı bir savaş olduğunu bildiği için bunun karşısındadır.
Emperyalizmin bu meşum emellerini
kendi milli ve İslami birlik ve barışımızla boşa çıkaracağımıza inanıyoruz.
6- Türkiye Cumhuriyeti ve İran
İslam Cumhuriyeti, Kuran-ı Kerim'in Hucurat Suresi'nin 9. ayeti gereğince el
ele verip, Bahreyn ve Suriye'de derhal ateşkes sağlamaları, adil ve demokratik
çözüm üretip, kan ve gözyaşını durdurmaları gerekmektedir. Bu iki devlet, bunu
yapmaya muktedirdirler..
Ülkemiz, bölgemiz ve dünyamız
için barış, huzur, onurlu yaşam ve güvenli hayat dileklerimizle.”
0 comments
Write Down Your Responses