Alevi dernekleri: Cami-cemevi projesi asimilasyonun yeni bir yüzüdür
Alevi dernekleri: Cemevleri bizim
ibadethanemizdir ve ibadethane olarak sayılması için yanında ne camiye ihtiyacı
vardır, ne başka bir mescide...
Bazı Alevi dernekleri; Cem Vakfı
ile Fethullah Gülen cemaatinin birlikte yapmayı planladıkları
"cami-cemevi" projesini sert bir dille eleştirdiler. Alevi
derneklerinin ortak açıklamasında, Ankara'da yapılacak ortak inşaatın
"inkârın yeni bir icraatı" olduğu öne sürüldü ve "Cami-cemevi
projesi asimilasyonun yeni bir yüzüdür" ifadesi kullanıldı.
Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin
Doğan, 1 Eylül Pazar günü Gülen cemaati ile ortaklaşa cami-cemevi-aşevi
kompleksi inşa edileceğini, giderlerin
Gülen hareketince karşılanacağını duyurdu.
Fethullah Gülen de 19 Haziran'da,
İstanbul'a inşa edilecek 3. köprüye Yavuz Sultan Selim'in verilmesi üzerine
"Günümüzde cami cemevi beraber, aynı parkta oturup kalkalım; geçmişe ait
problemleri yeniden hortlatarak yeni düşmanlık sebepleri oluşturmayalım"
demişti.
Ankara'da hayata geçirilmesi planlanan
cami-cemevi projesi bazı Alevi dernekleri tarafından tepki ile karşılandı.
Alevi Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Hubyar Sultan
Alevi Kültür Derneği ve Sultangazi Pirsultanabdal Cemevi tarafından yapılan
ortak yazılı açıklmada, "Cami- Cemevi- Aşevi projesinin, dinler arası
hoşgörü ile açıklanabilecek bir projenin ötesinde; yüzyıllardır Alevilere
hayatın çeşitli alanlarında nefes almaksızın sürdürülen asimilasyonun gelişmiş,
yeni bir versiyonu olduğuna inanıyoruz" dendi.
Ortak açıklamanın tam metni şöyle:
"Cumhuriyetçi Eğitim
Vakfı(CEM) ile Fettullah Gülen cemaatinin birlikte yapmaya karar verdiği;
“Cami- Cemevi- Aşevi” projesi, dinler arası hoşgörü ile açıklanabilecek bir
projenin ötesinde; yüzyıllardır, Alevilere, hayatın çeşitli alanlarında, nefes
almaksızın sürdürülen asimilasyonun, gelişmiş, yeni bir versiyonu olduğuna
inanıyoruz.
01.09.2013 tarihinde,
Cumhuriyetçi Eğitim Vakfı (Onursal) Başkanı İzzettin Doğan kendisi tarafından
düzenlenen “inanç önderleri” toplantısında yaptığı konuşmayla uzun süredir
kamuoyunda spekülasyonu yapılan, Cumhuriyetçi Eğitim Vakfı ile Fettullah Gülen
cemaatının birlite yapacakları “Cami-Cemevi-Aşevi” projesinin varlığını ve
başladığını açıklayarak, kabullenmiştir.
Tarih boyunca, iktidarlar,
Aleviliği asimile etmek için türlü oyunlar, hileler ortaya atmıştır. Alevi
Toplumu bunların acısını çekmekle birlikte, bunlara karşı da durmasını
bilmiştir.
Lakin, yüzyılda bir de olsa,
iktidarlarla işbirliği yapan ve Alevi toplumunun içinden çıkan ve ne yaptığını
bilmeyen kişiler Aleviliğin asimilasyonuna hizmet etmişlerdir.
Cem Vakfı Başkanı İzzettin
Doğan’ın bu projesinin, asimilasyonun yeni bir türü ve Alevilere dönük yeni bir
versiyondur! hazırlanmış asimilasyon projesi olduğunu düşünüyoruz.
İzzettin Doğan’ın üstlenmeye çalıştığı
yeni misyon, Aleviliğe yeni yaralar açacak, tehlikeli bir misyondur. Bu misyon,
Alevilerin -elleri en başta Aleviler olmak üzere tüm ezilenlerin kanına
bulaşmış olan- muktedirlerin yanında saf tutmasını sağlar ve böylece,
Aleviliğin bir daha geri dönmemek üzere tarihten kazınmasına yol açacaktır.
Doğan, kendi ağzından yaptığı
açıklamalar ile kendi niyetlerini açıkça ifade ediyor ve diyor
ki:"Fettullah Hoca Efendi, bir müşterek dostumuz aracılığıyla mesaj
yolladı; 'Hocam, camiyi de Cem evini de artık aynı bahçede yapsak olmaz mı?'
diye. Bizim açımızdan niye olmasın ki. Zaten bizim İslam anlayışımızda mekân
dediğiniz şey, zaten insanın gönlüdür. Devlet taraf tutarak, 'Camiden başka
ibadet yeri olamaz İslam'da' gibi ipe sapa gelmez, hiç bir bilgiye dayanmayan
bir düşünceyi kendisine düstur yapamaz. Onun için de kendilerine olumlu cevap
verdim vakfın başkanı olarak. Sadece bir de şart ekledim; 'Hocam tamam bizim
için hiç bir sakıncası yoktur, cami de, Cem evi de bir bahçe içinde bulunsun.
Ama camilere de artık yeni fonksiyonlar kazandırma zamanı çoktan geldi geçti.
Camiyle Cem evi arasına bir de aşevi yapalım.' Onlar (…) dediler ki; 'Tamam,
mutabıkız yapılabilir.' Bunun bir örneği olarak da Alevi-Sünni yakınlaşmasının
sağlanmak üzere bütün masrafları onlar kabullendiler, camiyi de, Cem evini de,
aşevini de yapacaklar. 7 dönümlük bir arsa içerisinde, 5 dönümlük de galiba
parkı varmış, yaklaşık 12 dönümlük bir alan içerisinde Ankara'da ayın 8'inde
bunun temelleri atılacak."
Bu itirafın da gösterdiği gibi, bugüne
değin Alevilerin hiçbir yarasına merhem olmayan bu örgüt ve onun başkanı,
Alevilerin ayinleriyle, ibadetleriyle ve bununla ilgili sorunlarla uzak ara
ilgisiz, devletin ve cemaatin sıkıştığı her yerde “Cumhuriyetçi” adlarına
bihakkın layık bir biçimde onların imdadına koşmaktadır! Diyanet’in camilerin
işlevlerini değiştirerek camileri yirmidört saatimizin hükümranı kılmak
istemesi yetmezmiş ve sanki pek yeni bir şey söylüyormuş gibi, bu zat bir de
cemaat muktedirlerine akıl vermeye soyunuyor: Camilere yeni fonksiyonlar
kazandırılmalıymış!
Camilere yeni fonksiyonları
Diyanet kazandırıp durduğuna göre, İzzettin Doğan Hocaefendi’nin sözünü ettiği
bu yeni fonksiyonlar, belli ki kendi inançları içinde camiye yer vermeyi kabul
etmeyen Alevi toplulukları camiye çekme ve cami içinde eritme fonksiyonlarıdır!
Bu kadar açık sözlülükle kendi
konumunu kamuoyuyla paylaşan bu şahsı bir kez daha açık sözlülüğe davet
ediyoruz: Bu büyük yatırımın tüm maliyetini Fethullahçı cemaat karşılayacağına,
siz bir kuruş bile harcamayacağınıza göre, bunun karşılığında onlara siz ne
vereceksiniz? Neyin sözünü verdiniz; Alevileri ve Aleviliği Fethullahçılığa ve
devlete tapınmaya teslimden gayrı?
Herkes bilmelidir ki Cem evleri
bizim ibadethanemizdir ve ibadethane olarak sayılması için yanında ne camiye
ihtiyacı vardır, ne başka bir mescide!
Bu projesiyle ortaya konan şey,
açıkça bir ibadethane olarak cemevlerinin meşruiyetini ve bu meşruiyetten doğan
haklı talepleri ortadan kaldırma ve Alevi itikatlarını inkar ve Sünnileşmiş bir
Aleviliği, Alevi topluluklara dayatma
projesidir.
Herkes bilmelidir ki sıklıkla tüm
muktedirlerin iddia ettiği gibi, sorun kardeşlik sorunu değildir! Aleviler
hiçbir inanç grubuna önyargıyla yaklaşmadığı, onlara düşmanlık etmediği gibi,
aynı ölçüde kendi başlarına saygı görme hakkına, diğer inanç topluluklarının sahip
olduğu tüm haklara bihakkın layıktır! Aleviliği soysuzlaştırıp Sünnileştirerek
hak sahibi kılmaya çalışmak demek, Aleviler Sünnileştikçe, Aleviliğin değil,
Fethullahçı bir Sünniliğin haklarının daha da genişletilmesi demektir! Buna
dönek olarak geliştirilmiş bu proje, kendini topluluklara kabul ettirmek için,
sanki Alevi topluluklar Sünni topluluklara düşmanmış gibi, kardeşlik
vaazlarıyla topluluklararası nifak tohumları serpmektedir!
Herkes bilmelidir ki:
Değil bir, bin proje de yapsanız;
Türkiye’deki inanç topluluklarının çeşitliliğini değil bir, bin kez de inkar
etseniz bizler tüm haklılığımızla, tüm taleplerimizle burada olmaya ve her
seferinde, her platformda zulmünü zalimin suratına haykırmaya devam edeceğiz!
Çünkü; Aleviler vardır; Alevilik
Hakk’tır"
0 comments
Write Down Your Responses