“Cihatçı” unsurların Suriye’ye
sızması konusunda Batı’da Türkiye’yi suçlayanlar artarken İngiliz Telegraph
gazetesi, cihatçıların Türkiye üzerinden Suriye’ye aktığı, “yüzlerce cihatçının
Türkiye’de güvenli evlerde tutulduğu” iddialarında bulundu. “El Kaide’nin Türk
topraklarını kullanma kabiliyeti, NATO üyesi bir ülkenin Suriye’de iç savaşta
oynadığı role ilişkin soru işaretleri yaratacak” savının da öne sürüldüğü
haberde Türk yetkililerinin ise suçlamaları kesin bir dille reddettikleri, Türk
polisinin de El Kaide’nin “güvenli evler”ini kapatmaya çalıştığı da yazıldı.
Telegraph gazetesi, “bazı
gönüllülerin ifadeleri”ne de dayanarak “Türkiye’de gizlenme yerleri,
Suriye’deki iç savaşa katılmak üzere Britanyalılar dahil yabancı savaşçıların
sürekli akımına olanak sağlıyor” sözlerini kullandığı Antakya kaynaklı
haberinde Suriye’deki cihatçıların Batı tarafından desteklenen, isyancı Özgür
Suriye Ordusu’nun “ılımlı” kanadından üstün çıktığı” belirtiliyor.
"TÜRKİYE KONTROLÜ MÜ
KAYBETTİ, GÖZ MÜ YUMUYOR?"
Haberde Türkiye’nin tutumuna
ilişkin olarak da "Türkiye, baştan beri isyancılara destek verdi ve
hükümetinin Batı’nın El Kaide’ye ilişkin kaygılarını paylaştığı varsayılıyordu.
Ancak uzmanlar, Türk otoritelerinin ya El Kaide’ye yeni unsurlar sağlayan hareketin
kontrolünü kaybettiğini, yada da göz yumduğu korkularının arttığını
söylüyorlar.”
Gazete, ismi Abu Abdülrahman
olduğu ve Türkiye’de yabancı gönüllerini kabul merkezleri ağını yönettiği
belirtilen bir Ürdünlü’nün “her gün farklı uyruklardan gelen mücahitler var”
dediğini aktardıktan sonra söz konusu “güvenli evler”in genellikle Türkiye’nin
Suriye sınırı boyunca sahte isim ile kiralanan dairelerde oluşturulduğunu
savundu.
Suriye’de halen 10 bin kadar
yabancı savaşçının olabileceği, yabancı cihatçıların sayısının arttığı
yönündeki iddiaların da yansıtıldığı haberde analistlere atfen “Suriye’ye giren
yabancı savaşçıların sınırın Türkiye tarafında bir “diken haline geldiği,
sınıra yakın kent ve köylerin fiili kontrolünü ele aldığı” da öne sürülüyor.
TÜRK YETKİLİLELERİ REDDEDİYOR:
“AŞIRI UNSURLARA HOŞGÖRÜ YOK”
Telegraph, haberinde bu tür
iddialara Türkiye’nin tepkisine de yer verdi. Gazeteye göre, Türk
yetkililerinin cihatçıların kontrolü ele geçirdikleri savlarını kesin bir dille
reddettiklerini belirtirken bir Türk yetkilisinin “Bu konuda hiçbir zaman
yumuşak olmadık. Topraklarımızda aşırı unsurların, teröristlerin varlığına
hoşgörü göstermeyiz” dediğini de anlattı.
“BİZE BİLGİ VERİLMEZSE ONLARI
NASIL DURDURACAĞIZ?”
Yabancı ülkelerden, Suriye’ye
seyahat etmek isteyen vatandaşlar üzerindeki denetimlerini sıkılaştırmasını
istediklerini kaydeden yetkili şunları söyledi:
“Bu kişilerin, El Kaide üyesi,
bir terör örgütünden oldukları yönünde bilgiler bize verilmezse onların geçerli
bir pasaport ile seyahat etmelerini önlemek için ne gibi hukuki temeller olur?”
“İSTİHBARAT ALINDIĞINDA TÜRK
POLİSİ BASKIN DÜZENLİYOR”
Telegraph, “Türk polisi, El
Kaide’nin varlığına ilişkin istihbarat alındığında baskınlar düzenleyerek El
Kaide’nin güvenli evlerini kapatmaya çalışıyor. Ve Türk otoriteleri, sınır
kontrollerinin kalitesini artırmaya başladı” dedi.
Buna karşın sınırın uzunluğuna ve
şüphelilerin El Kaideci bir örgüt üyesi olduklarını kanıtlama zorluğuna da
dikkat çekildiği haber şöyle noktalanıyor:
“Antakya’nın araba ile üç saat
uzaklığındaki sınır kenti Kilis’te cihatçılar, otellerin lobilerinde kahve içip
arkadaşlarına yavaşça bir şeyler mırıldamak için yeterince rahat hissediyorlar.
Bu hafta Telegraph, bu otellerden birinde ISIL (Irak ve Levant İslam Devleti)
üyesi biriyle konuştu. İsmi söylemek istemeyen cihatçı, göz kırparak Türkiye
isteyerek veya istemeyerek ‘bize çok iyi davrandı’ dedi.”
Cizre’de bir er, PKK'nın gençlik
yapılanması olan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) üyeleri tarafından
bıçaklandı.
TSK’dan yapılan açıklamada,
“70’inci Mekanize Piyade Tugay 4’üncü Hudut Alayının Nusaybin’de konuşlu Hudut
Tabur Komutanlığında görevli bir Er, kanuni izinli olarak bulunduğu Şırnak’ın
Cizre İlçesinde, bölücü terör örgütüne müzahir (arka çıkan, yardımcı olan) bir
parti binasının önünden geçerken, bölücü terör örgütünün gençlik yapılanması
olan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) üyeleri tarafından
bıçaklanmıştır. Anılan Er, 28 Ekim 2013 tarihinde saat 14.30 sularında,
Cizre’de belirtilen bina önünden geçerken, YDG-H mensupları tarafından,
yanlarına çağrılmıştır. Er, söz konusu grup üyelerinin yanlarına gitmeyi
reddedince, grup üyelerinden birisi, Er’i sırtının sol tarafından
bıçaklamıştır.
Olayı müteakip Er, Nusaybin
Devlet Hastanesinde tedavi altına alınmıştır” denildi.
Olayla ilgili olarak Nusaybin
Cumhuriyet Savcılığı adli tahkikat başlatıldığı bildirildi.
Partisinin İzmir İl Başkanlığı
tarafından düzenlediği toplantıda konuşan Erdoğan, gündemki Marmaray
skandalları hakkında tatmin edici bir açıklama yapmak yerine, birilerinin imdat
frenini çekerek medyaya malzeme çıkarmaya çalıştığını iddia etti.
Partisinin İzmir İl Başkanlığı
tarafından düzenlediği toplantıda konuşan Erdoğan, gündemki Marmaray
skandalları hakkında tatmin edici bir açıklama yapmak yerine, birilerinin imdat
frenini çekerek medyaya malzeme çıkarmaya çalıştığını iddia etti.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından
satır başları:
"Şunu burada açık açık
söylüyorum. Toplumda yaratılmaya çalışılan kutuplaşmada, hükümetin ve Ak
Parti’nin hiçbir sorumluluğu ve katkısı yoktur. 11 yıl boyunca hiçbir
vatandaşımızın ideolojisine yaşam tarzına nereye oy verdiğine bakmadan eşit
derecede hizmet götürdük.
Biz terörün açtığı yaraları
kapatmanın, ayrıştırmayı önlemenin samimi mücadelesi içinde olduk. Dilimiz
yapıcı bir üslup oldu. Sanal gerilimlerden özenle sakındık. Sadece işimize
baktık.
Ben geçtiğimiz hafta Van’daydım.
Muhteşem bir toplu açılış töreni yaptık. Özalp ilçesine geçtim, Erciş’e geçtim.
Erciş malum, Van depreminde Van merkez ile depremden en çok yaralanan yerdi.
Gerçekten Van Denizi’ne, göl demiyorum bilerek söylüyorum, bakıyorsunuz
TOKİ’nin yaptığı 6 bin konut, yeniden inşa olunan bir Erciş var. Toplamda 18
bin konut buralarda inşa edildi.
Dün İstanbul’da bu çok anlamlı
açılış, birazdan Kuşadası’nda yapacağımız önemli açılışlar bu ülkenin
evlatlarını sevindirmez mi yahu?
"Birileri imdat frenini
çekiyor..."
Bakın dünden bu yana 15 gün
süreyle dedik ki Marmaray ücretsiz çalışacak. Şimdi vatandaş tabi bir
Ayrılıkçeşme’den biniyor, Kazlıçeşme’ye gidiyor. Kazlıçeşme’den biniyor,
Ayrılıkçeşme’ye dönüyor. Fakat birileri yine aynı şekilde daha ilk günden,
bakıyorsunuz oradaki hassas çekilmemesi gereken, biliyorsunuz imdat freni var.
Yahu onu çekiyor, tabi orada ister istemez maalesef Marmaray’da bir sıkıntı
meydana geliyor.
Hemen medya hazırlıklılar.
Arkadan gelip çekimini yapıyor. Sonra hemen tweetler başlıyor. Böyle bir şey
olabilir mi? Yani kimin neyi merak ettiğini anlamak bakımından ne için
çalıştıklarını anlatmak bakımından çok önemli. Fakat isteseler de istemeseler
de millet istikametini bulmuş.
Ben pek tweetleri falan takip
etmem. Bu ara tweetlerde güzel şeyler oluyor. Ecdadımız diyor gemileri karadan
yürüttü, AK Parti’de Marmaray’ı denizin altından yürütüyor.
Hamdolsun bunların hayallerinin
ulaşamadığı yere bizim icraatımız ulaşıyor. Bu 153 yıllık rüyayı
gerçekleştireceğiz dediğimiz zaman bizimle dalga geçiyorlardı. Ama şimdi
gerçekleşti. Bununla da kalmayacağız. İnşallah 2015’te bitecek şekilde
otomobillerin geçeceği iki katlı tüneli şu anda inşa ediyoruz.
Aynı şekilde üçüncü köprüyü de
yapıyoruz. O da 2015’te bitecek. Bütün bunları yaparken hepsinin ayrı bir
işlevi olacak. Ağır vasıtalar üçüncü köprüyü kullanacak. Birinci ve ikinci
köprüyü kullanamayacak. Raylı sistemle toplu taşım kültürünü öne taşıyacağız.
İki katlı tünelden de sadece otomobiller geçecek.
"Londra'da merkeze giriş 20
pound"
Biz tedbirimizi alacağız. Efendim
ama işte İstanbul’da ulaşım problemi çözülemedi. Bu kadar yoğun bir göçün
olduğu, yoğun bir aracın trafiğe girdiği, biz de toplu taşım kültürü yeni
oluşuyor. Herkes otomobiline tek olarak biner. Buradan hareketle toplu taşım
kültürü gelişmiş olan kültürlere baktığınız zaman bugün Londra merkeze
giremezsiniz. Bu 20 pounddur.
ABD’de New York’ta belli
saatlerde adeta nefes alamaz, hareket edemezsiniz. Bunlar dünyanın her yerinde
var. Ama bunu görmeyenler, bakıyorsunuz nereden çakarız, bu kadar İstanbul’da
büyükşehir belediyesi metrobüslerle, alt geçitlerle, bütün bunlarla, metro
hatlarıyla yoğun çalışma yapmasına rağmen iş buraya kadar gelebiliyor.
"CHP, MHP, BDP tabanları
adına da üzülüyoruz"
CHP’nin bu kadar beceriksiz ve
seviyesiz yönetime sahip olmasına açıkçası CHP tabanı adına da üzülüyoruz. Aynı
şekilde MHP’nin bu kadar ağzı bozuk, küfürbaz bir yönetime sahip olmasına biz
MHP tabanı adına da üzülüyoruz. BDP’nin bu kadar ayrıştırıcı olmasına, vesayet
altında olmasına BDP seçmeni adına kaygıyla bakıyoruz.
Bakın hafta sonu yaptığımız
ziyaretlerde bir şey gördüm. Bir dere akıyor. Derenin içi tamamıyla çöp. Fakat
vatandaş enteresandır. Vatandaş belli ki kurulmuş, hastane diyor. Hastane
inşaatı uzun sürdü doğrudur. Tehditlerden nedeniyle oluyor. İnşaat duruyor. Biz
kendilerine dedik biz hastanenizi bitireceğiz. Bak şu anda kaba inşaatı bitmiş
durumda. Fakat bu dere size bir şeyler vermiyor mu? Bu zor bir iş değil.
Belediyenin işi. Belediye bütün çöpleri oraya döküyor. Konteynırlar bile
içinde. Orayı temizlemiş olsa, Özalp’ın içinden tertemiz nehir akacak. Buna
bile göz yumuyorlar. Bu ideoloji gözleri adeta köreltiyor. Böyle bir anlayış
olabilir mi? Bu sizin o asli temizlik kültürünüzü ortadan kaldırıyor. İşte o
ideolojinin deli gömleği her şeyi mahvediyor. Biz gereğini söyledik. Bakın
burası hastalık üretir dedik. Hizmet alıyor musunuz, alamadığınız ortada.
Sokakların halini gördük. Ama o konuyu kapatıp başka istismar alanlarına
çekiyorlar.
Aynı manzara İzmir’de de
yaşanıyor. Ege’nin incisi İzmir hiç hak etmediği bir ihmale maruz kalıyor.
Burada metro olayı yarım kalmıştı. Biz ulaştırma bakanımıza dedik ki Binali Bey
bu işi hemen ele alacaksınız. Burayı birlikte bitireceksiniz. İzmir inşallah bu
metroya kavuşsun. Böylece tamamladık ondan sonra da geldik burada ana
muhalefetin başkanıyla birlikte açılışını yaptık.
Ama İzmir şu anda Türkiye’de ve
dünyada çok ileri bir konumda değil. Buranın su konusunu büyükşehir
belediyesinin kendisi çözmesi gerekir. Buraya suyu bile DSİ olarak biz
getirdik.
“İstanbul'a suyu biz getirdik”
Bana dönemin hükümeti su
konusunda destek vermedi. Biz 180 kilometre uzaklıktan İstanbul’a suyu biz
getirdik. Hükümet bize o zaman paran var mı yok mu bize sormadı. Bize asla da elini
uzatmadı. O zamanın başbakanına durumu izah ettiğinde ne dedi biliyor musunuz?
Sen yaparsın dedi. Gelse de gelmese de yapacağız dedik ve yaptık. Biz
İstanbul’u kimden almıştık, CHP yönetiminden aldık. 2,5 milyar dolarlık borçla
aldık. Borçların yarısını ödedik, öyle teslim ettik. İnanıyorum ki orada AK
Parti iktidarıyla devam edecek.
Şimdi tabi İzmir’de de inanıyorum
ki zihinsel dönüşümün belediyecilikte gereği. İzmir’in bu halini söylediğimizde
birileri çıkıyor, cumhuriyet, bayrak şehitlerimiz gibi istismar ederek,
beceriksizliği örtüyorlar.
Bugün çok memnun oldum. İzmir
bayraklarla donatılmış vaziyette. Bu memnuniyet verici. Temenni ediyorum ki o
bayrağın ruhuna hep birlikte nüfuz edelim. Cumhuriyetçi olmak bu şehri geri
kalmışlığa mahkum etmek midir? Cumhuriyetçi olmak bu ülkenin başbakanına küfür
etmek midir?
"Yıllarca kısırlaştırma
vesile olacak haplarla evlere girildi"
Çok enteresan. Ben İstanbul’a
başbakanlık ofisine gelirken, orada Beşiktaş iskelesinden vatandaşlarımız
geçiyor. Her türlü giyim içerisinde olan var. Tasvip ederim etmem, etmem. Her
birine saygı duyduğumu söylüyorum. Diyor ki oradan geçen bayanları dikizliyor
diyor. Yahu böyle bir, yani böyle bir ahlak dışı yaklaşım olabilir mi? Böyle
bir ifade olabilir mi? Ben ne söylüyorum o ne söylüyor.
İşte AK Parti iktidarının ahlak
üzerinde bu ülkeyi yükselteceğiz demenin altında bu yatıyor. Bunun için bu işin
üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Şu anda attığımız adımlarda dikkat
edin. Diyor ki, üç çocuk istiyor diyor, kadın vücudu üstünden siyaset yapıyor
diyor. Bir defa ifadene dikkat et. Ben temennimi söylüyorum. Bu ülkede doğum
kontrolü yapıldı. Yıllarca kısırlaştırmaya vesile olacak haplarla evlere
girildi. Bunları yürüten STK’lar oldu bu ülkede.
“Nüfusu yaşlandırmak için ellerinden
geleni yaptılar”
Bizim nüfusumuzun gençliği en
büyük sermayemizdir. Bunu yaşlandırmak için ellerinden geleni yaptılar. Ben
başbakan olarak, arzum şu. 2040 yılında, o yıllarda yaşlanmış bir Türkiye
istemiyorum. Genç, dinamik bir millet istiyorum. Bunun için de ben temennimi
söylüyorum. Ve bu temennimi her yerde işliyorum. Burada ömrüm el verdikçe bunu
isterim. Niye? Türkiye’nin genç nüfusa ihtiyaç var.
Ankara Tandoğan'da siyasi
partiler ve demokratik kitle örgütlerinin ortaklaşa düzenlediği kutlamalara
yüzbinler katıldı. CHP, İşçi Partisi, DSP, ADD, TGB, ÇYDD, Birleşik Kamu İş'in
de aralarında bulunduğu kuruluşlarca düzenlenen kutlamalara katılanlar bu birlikteliğin
sandıklara da yansımasını istediler.
Ankara 29 Ekim'de yüz binlerin
toplandığı bir Cumhuriyet Bayramı kutlamasına ev sahipliği yaptı. Sabah
saatlerinde Ankara'nın çeşitli yerlerinde toplanan kalabalıklar saat 10.00'dan
itibaren Tandoğan'a doğru harekete geçti. En büyük kalabalık Kızılay
Güvenpark'ta buluştu. Kalabalık yolu trafiğe kapatarak Tandoğan'a doğru
yürüyüşe geçti. Yürüyüş kortejinin en önünde Türkiye Gençlik Birliği ve onun
liseli kolu olan Türkiye Liseliler Birliği yer aldı. TGB kortejinde
"Türküm doğruyum çalışkanım AKP'nin farkındayım", "Vatan
gözyaşların dizsin yetiştik çünkü biz" yazılı pankartlar taşındı. Kortejde
ODTÜ öğrencileri "Geçse de yolunuz ormanlardan, Denizlere çıkarız
sokaklardan" yazılı pankartı taşırken, Gazi Üniversitesi, Ankara
Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, DTCF öğrencileri de
pankartlarıyla yürüdü. Yürüyüş boyunca, yakın zamanda kurulan ve eyleme büyük
bir kitleyle katılan Türkiye Liseliler Birliğinin coşkusu dikkat çekti.
Liseliler de "Atatürk'ten
Deniz'e Tam Bağımsız Türkiye" pankartı ile yer aldı. TGB'nin arkasından da
İşçi Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Birleşik
Kamu-İş ve çok sayıda kitle örgütü takip etti. Yürüyüş boyunca, "Her yer ODTÜ
her yer direniş", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Bu daha
başlangıç mücadeleye devam", "Kahrolsun AKP Diktatörlüğü",
"Cumhuriyet Değil AKP yıkılacak" sloganları atıldı. Çoğunluğunu
kadınların ve gençlerin oluşturduğu kalabalık büyüyerek Tandoğan'a ulaştı.
İstiklal marşı ve Andımız okundu
Tandoğan'daki program saygı
duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başladı. Daha sonra 11 yaşındaki bir
kız yüzbinlere Andımız'ı okuttu. Sık sık sloganlarla kesilen kutlamalar coşkulu
bir şekilde devam etti.
Sunuculuğunu TGB Genel Başkanı
Çağdaş Cengiz ve Vatan Cumhuriyet ve Emek Birlikteliği sözcüsü Öner Tanık'ın
yaptığı kutlamalarda Cengiz'in, "Biz Kubilayız, Turan Emeksiziz, Deniz
Gezmişleriz. Bizler meydanlarda destan yazan Türk gençliğiyiz" sözleri
kalabalığı dalgalandırdı. Sık sık "Her Yer Taksim Her Yer Direniş",
"Mustafa Kemal'in askerleriyiz, "Bu daha başlangıç mücadeleye
devam" sloganları atıldı.
Haziran şehitlerinin yakınları da
Tandoğan'daydı
Kutlamalarda Haziran Direnişi
Şehitleri de unutulmadı. Şehitlerin isimleri teker teker sayıldı. yüzbinler
"burada" dedi. Haziran Direnişi sırasında polis müdahalesi sonucunda
hayatını kaybeden Abdullah Cömert'in ağabeyi Zafer Cömert de Tandoğan'daydı.
KESK'ten de katılanlar oldu
Bu arada KESK'e bağlı
sendikalardan da 29 Ekim Cumhuriyet kutlamalarına karılanlar oldu.
Tüm-Bel-Sen'e bağlı çalışanlar pankartlarıyla ve Atatürk posterleriyle
Tandoğan'da yer alırken, Eğitim-Sen üyesi öğretmenler de üzerlerinde sendikanın
önlükleriyle kutlamalara katıldılar.
Bazı Alevi örgütleri de kutlamalarda
yer aldı. Divriği Kültür Derneği'nin de aralarında yer aldığı örgütler
kutlamalarda yer alırken, çeşitli Cemevleri de pankart açarak Cumhuriyeti
kutladı.
Taraftar grupları da oradaydı
Başta Çarşı grubu olmak üzere
Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Ankaragüçlü taraftar grupları da kutlamalara geniş
katılımla katıldılar. Çarşı grubu afişi önünde fotoğraf çektirmek için kuyruk
oluştu.
Anıtkabir'de, "Her yer ODTÜ
her yer direniş" sloganları
Kutlamaların ardından Tandoğan
Meydanı'ndaki 100 binler Anıtkabir'e yürüdü. Anıtkabir'in girişinde kalabalığı
saymak için turnike sistemi kuruldu. Aslanlı yoldan Anıtkabir'e yürüyen
vatandaşlar sloganlarına Anıtkabir içinde de devam etti. Yurttaşlar, "Mustafa
Kemal'in askerleriyiz", "Her yer ODTÜ her yer direniş"
sloganlarını Anıtkabir içinde de atmaya devam ettiler.
Atatürk Orkestrası'da
Tandoğandaydı
Tandoğan'daki program saat
11.00'da istiklal marşı ve saygı duruşu ile başladı. Türkiye'nin ilk kadın orkestra
şefi İnci Özdil ve Ankara Devlet Konservatuarı hocası-besteci Sıdıka Özdil'in
önderliğindeki Atatürk Senfoni Orkestrası ve Korosu da sahne aldı. Orkestra ilk
olarak "Hoş gelişler ola" marşı ile başladı ve çok sayıda parçayı
seslendirdi.
Türk milleti bugün gericilik ve bölücüğe karşı meydanlara
çıkacak. İstanbul, Ankara, İzmir, Malatya, Gaziantep başta olmak üzere yurdun 4
bir yanında milyonlar Andımız'ı okuyacak.
İstanbul'da tüm hazırlıklar tamamlandı. Buluşma adresi
İstiklal Caddesi... Büyük İstiklal yürüyüşü saat 14.00'da Tünel Meydanı'ndan
başlayacak.
Ankara'da yüzbinler, Cumhuriyet için, Tandoğan Meydanı'nda
buluşacak. Saat 11.00'da başlayacak olan mitingde CHP Genel Başkanı kemal
Kılıçdaroğlu, İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, DSP Genel
Başkanı Masum Türker, ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ve Birleşik Kamu-İş
Genel Başkanı İsmail Tutoğlu yurttaşlara seslenecek.
İzmir'deki kutlamaların adresi olan Gündoğdu Meydanı 1
Milyon kişiye ev sahipliği yapmaya hazır. Kutlamalar için Bayındır, Beydağ,
Dikili, Foça, Karaburun, Kiraz, Ödemiş, Seferihisar, Selçuk ve Urla'dan
otobüsler kaldırılacak.
Saat 16:00'da başlayacak etkinlikler yaklaşık 4 saat sürecek.
Saatler 19:23'ü gösterdiğinde özgürlük ateşi yakılarak, Gündoğdu Meydanı
meşalelerle aydınlanacak.
Malatya'da buluşma saati 13.00. Türk Milleti Emeksiz
Meydanı'ndan Andımız'ı haykıracak. Resul Dindar ve Mustafa Özarslan şarkıları
ve türküleri ile Levent Kırca "İçerdekiler" oyunu ile kutlamalara
katılacak.
Gaziantepliler Kırkayak Parkı'nda buluşacak.
Hatay Kırıkhanda CHP, MHP ve İşçi Partisi Atatürk Anıtı'nda
ortak kutlama düzenleyecek.
Edirne'den Adana'ya Muğla'dan Kars'a tüm yurtta kutlamalar
yapılacak.
İstanbul - İstiklal Caddesi Tünel Meydanı Saat 14.00
Ankara - Tandoğan Meydanı Saat 11.00
İzmir - Gündoğdu Meydanı Saat 16.00
Malatya - Turan Emeksiz Caddesi Saat 13.00
Muğla - Sınırsızlık Meydanı Saat 18.00
Bursa - Heykel Saat 9.30
Adana - Mimar Sinan Önü Saat 15.00
Aydın - Zafer Meydanı Saat 14.00
Antalya - Konyaaltı Koruluğu Yanı Saat 18.00
Afyon - Anıtpark Beach Park 14.00
Balıkesir - Özmerkez Önü Saat 17.30
Bilecik - Cumhuriyet Meydanı Saat 17.00
Bolu - Uğur Mumcu Parkı Saat 19.00
Düzce - Belediye Önü Saat 13.00
Giresun - Çotanak İlköğretim Okulu Saat 17.30
Hatay - Atatürk Anıtı Saat 16.00
Isparta - Belediye İş Hanı Önü Saat 18.00
Ordu - 19 Eylül İlköğretim Okulu Önü Saat 17.30
Sakarya - Çark Caddesi, 18.30
Karabük - Karabük Anıtı Saat 12.00
Kars - Cumhuriyet Meydanı 13.00
Kütahya - Cumhuriyet Caddesi Saat 15.30
Trabzon - Meydan Park Atatürk Anıtı Önü Saat 11.30
Uşak - Belediye Önü Saat 13.00
Manisa - 19 Mayıs Stadyumu Önü Saat 1100
Niğde - Hükümet Meydanı Saat 14.30
Osmaniye - Cumhuriyet Meydanı Saat 13.00
Kırıkkale - Kırıkkale Üniversitesi B Kapısı Saat 17.30
Kırşehir - Atatürk Heykeli Önü Saat 14.00
Konya - Bosna Hersek Mahallesi, Kılıçarslan Gençlik Merkezi
Önü Saat 16.00
Samsun - Lozan Caddesi girişi Saat 17.00
Yalova - Spor Caddesi Saat 17.30
Yozgat - Cumhuriyet Meydanı Saat 13.00
Zonguldak - İstasyon Meydanı Saat 18.00
Kastamonu - Kışla Parkı Saat 12.00
Taşköprü - Cumhuriyet Meydanı Saat 10.00
Edirne - Zübeyde Hanım Parkı Saat 18.00
Çorlu - Atatürk Meydanı Saat 19.00
Çanakkale - Cumhuriyet Meydanı Saat 20.00
Biga - Bahriye Üçok Parkı Saat 19.30
Burdur - Şeker Meydanı, 18.00