Erdoğan Marmaray rezaletinin suçlusunu buldu: 'Birileri imdat frenini çekiyor'



Partisinin İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlediği toplantıda konuşan Erdoğan, gündemki Marmaray skandalları hakkında tatmin edici bir açıklama yapmak yerine, birilerinin imdat frenini çekerek medyaya malzeme çıkarmaya çalıştığını iddia etti.


Partisinin İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlediği toplantıda konuşan Erdoğan, gündemki Marmaray skandalları hakkında tatmin edici bir açıklama yapmak yerine, birilerinin imdat frenini çekerek medyaya malzeme çıkarmaya çalıştığını iddia etti.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
"Şunu burada açık açık söylüyorum. Toplumda yaratılmaya çalışılan kutuplaşmada, hükümetin ve Ak Parti’nin hiçbir sorumluluğu ve katkısı yoktur. 11 yıl boyunca hiçbir vatandaşımızın ideolojisine yaşam tarzına nereye oy verdiğine bakmadan eşit derecede hizmet götürdük.
Biz terörün açtığı yaraları kapatmanın, ayrıştırmayı önlemenin samimi mücadelesi içinde olduk. Dilimiz yapıcı bir üslup oldu. Sanal gerilimlerden özenle sakındık. Sadece işimize baktık.
Ben geçtiğimiz hafta Van’daydım. Muhteşem bir toplu açılış töreni yaptık. Özalp ilçesine geçtim, Erciş’e geçtim. Erciş malum, Van depreminde Van merkez ile depremden en çok yaralanan yerdi. Gerçekten Van Denizi’ne, göl demiyorum bilerek söylüyorum, bakıyorsunuz TOKİ’nin yaptığı 6 bin konut, yeniden inşa olunan bir Erciş var. Toplamda 18 bin konut buralarda inşa edildi.
Dün İstanbul’da bu çok anlamlı açılış, birazdan Kuşadası’nda yapacağımız önemli açılışlar bu ülkenin evlatlarını sevindirmez mi yahu?
"Birileri imdat frenini çekiyor..."
Bakın dünden bu yana 15 gün süreyle dedik ki Marmaray ücretsiz çalışacak. Şimdi vatandaş tabi bir Ayrılıkçeşme’den biniyor, Kazlıçeşme’ye gidiyor. Kazlıçeşme’den biniyor, Ayrılıkçeşme’ye dönüyor. Fakat birileri yine aynı şekilde daha ilk günden, bakıyorsunuz oradaki hassas çekilmemesi gereken, biliyorsunuz imdat freni var. Yahu onu çekiyor, tabi orada ister istemez maalesef Marmaray’da bir sıkıntı meydana geliyor.
Hemen medya hazırlıklılar. Arkadan gelip çekimini yapıyor. Sonra hemen tweetler başlıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Yani kimin neyi merak ettiğini anlamak bakımından ne için çalıştıklarını anlatmak bakımından çok önemli. Fakat isteseler de istemeseler de millet istikametini bulmuş.
Ben pek tweetleri falan takip etmem. Bu ara tweetlerde güzel şeyler oluyor. Ecdadımız diyor gemileri karadan yürüttü, AK Parti’de Marmaray’ı denizin altından yürütüyor.
Hamdolsun bunların hayallerinin ulaşamadığı yere bizim icraatımız ulaşıyor. Bu 153 yıllık rüyayı gerçekleştireceğiz dediğimiz zaman bizimle dalga geçiyorlardı. Ama şimdi gerçekleşti. Bununla da kalmayacağız. İnşallah 2015’te bitecek şekilde otomobillerin geçeceği iki katlı tüneli şu anda inşa ediyoruz.
Aynı şekilde üçüncü köprüyü de yapıyoruz. O da 2015’te bitecek. Bütün bunları yaparken hepsinin ayrı bir işlevi olacak. Ağır vasıtalar üçüncü köprüyü kullanacak. Birinci ve ikinci köprüyü kullanamayacak. Raylı sistemle toplu taşım kültürünü öne taşıyacağız. İki katlı tünelden de sadece otomobiller geçecek.
"Londra'da merkeze giriş 20 pound"
Biz tedbirimizi alacağız. Efendim ama işte İstanbul’da ulaşım problemi çözülemedi. Bu kadar yoğun bir göçün olduğu, yoğun bir aracın trafiğe girdiği, biz de toplu taşım kültürü yeni oluşuyor. Herkes otomobiline tek olarak biner. Buradan hareketle toplu taşım kültürü gelişmiş olan kültürlere baktığınız zaman bugün Londra merkeze giremezsiniz. Bu 20 pounddur.
ABD’de New York’ta belli saatlerde adeta nefes alamaz, hareket edemezsiniz. Bunlar dünyanın her yerinde var. Ama bunu görmeyenler, bakıyorsunuz nereden çakarız, bu kadar İstanbul’da büyükşehir belediyesi metrobüslerle, alt geçitlerle, bütün bunlarla, metro hatlarıyla yoğun çalışma yapmasına rağmen iş buraya kadar gelebiliyor.
"CHP, MHP, BDP tabanları adına da üzülüyoruz"
CHP’nin bu kadar beceriksiz ve seviyesiz yönetime sahip olmasına açıkçası CHP tabanı adına da üzülüyoruz. Aynı şekilde MHP’nin bu kadar ağzı bozuk, küfürbaz bir yönetime sahip olmasına biz MHP tabanı adına da üzülüyoruz. BDP’nin bu kadar ayrıştırıcı olmasına, vesayet altında olmasına BDP seçmeni adına kaygıyla bakıyoruz.
Bakın hafta sonu yaptığımız ziyaretlerde bir şey gördüm. Bir dere akıyor. Derenin içi tamamıyla çöp. Fakat vatandaş enteresandır. Vatandaş belli ki kurulmuş, hastane diyor. Hastane inşaatı uzun sürdü doğrudur. Tehditlerden nedeniyle oluyor. İnşaat duruyor. Biz kendilerine dedik biz hastanenizi bitireceğiz. Bak şu anda kaba inşaatı bitmiş durumda. Fakat bu dere size bir şeyler vermiyor mu? Bu zor bir iş değil. Belediyenin işi. Belediye bütün çöpleri oraya döküyor. Konteynırlar bile içinde. Orayı temizlemiş olsa, Özalp’ın içinden tertemiz nehir akacak. Buna bile göz yumuyorlar. Bu ideoloji gözleri adeta köreltiyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bu sizin o asli temizlik kültürünüzü ortadan kaldırıyor. İşte o ideolojinin deli gömleği her şeyi mahvediyor. Biz gereğini söyledik. Bakın burası hastalık üretir dedik. Hizmet alıyor musunuz, alamadığınız ortada. Sokakların halini gördük. Ama o konuyu kapatıp başka istismar alanlarına çekiyorlar.
Aynı manzara İzmir’de de yaşanıyor. Ege’nin incisi İzmir hiç hak etmediği bir ihmale maruz kalıyor. Burada metro olayı yarım kalmıştı. Biz ulaştırma bakanımıza dedik ki Binali Bey bu işi hemen ele alacaksınız. Burayı birlikte bitireceksiniz. İzmir inşallah bu metroya kavuşsun. Böylece tamamladık ondan sonra da geldik burada ana muhalefetin başkanıyla birlikte açılışını yaptık.
Ama İzmir şu anda Türkiye’de ve dünyada çok ileri bir konumda değil. Buranın su konusunu büyükşehir belediyesinin kendisi çözmesi gerekir. Buraya suyu bile DSİ olarak biz getirdik.
“İstanbul'a suyu biz getirdik”
Bana dönemin hükümeti su konusunda destek vermedi. Biz 180 kilometre uzaklıktan İstanbul’a suyu biz getirdik. Hükümet bize o zaman paran var mı yok mu bize sormadı. Bize asla da elini uzatmadı. O zamanın başbakanına durumu izah ettiğinde ne dedi biliyor musunuz? Sen yaparsın dedi. Gelse de gelmese de yapacağız dedik ve yaptık. Biz İstanbul’u kimden almıştık, CHP yönetiminden aldık. 2,5 milyar dolarlık borçla aldık. Borçların yarısını ödedik, öyle teslim ettik. İnanıyorum ki orada AK Parti iktidarıyla devam edecek.
Şimdi tabi İzmir’de de inanıyorum ki zihinsel dönüşümün belediyecilikte gereği. İzmir’in bu halini söylediğimizde birileri çıkıyor, cumhuriyet, bayrak şehitlerimiz gibi istismar ederek, beceriksizliği örtüyorlar.
Bugün çok memnun oldum. İzmir bayraklarla donatılmış vaziyette. Bu memnuniyet verici. Temenni ediyorum ki o bayrağın ruhuna hep birlikte nüfuz edelim. Cumhuriyetçi olmak bu şehri geri kalmışlığa mahkum etmek midir? Cumhuriyetçi olmak bu ülkenin başbakanına küfür etmek midir?
"Yıllarca kısırlaştırma vesile olacak haplarla evlere girildi"
Çok enteresan. Ben İstanbul’a başbakanlık ofisine gelirken, orada Beşiktaş iskelesinden vatandaşlarımız geçiyor. Her türlü giyim içerisinde olan var. Tasvip ederim etmem, etmem. Her birine saygı duyduğumu söylüyorum. Diyor ki oradan geçen bayanları dikizliyor diyor. Yahu böyle bir, yani böyle bir ahlak dışı yaklaşım olabilir mi? Böyle bir ifade olabilir mi? Ben ne söylüyorum o ne söylüyor.
İşte AK Parti iktidarının ahlak üzerinde bu ülkeyi yükselteceğiz demenin altında bu yatıyor. Bunun için bu işin üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Şu anda attığımız adımlarda dikkat edin. Diyor ki, üç çocuk istiyor diyor, kadın vücudu üstünden siyaset yapıyor diyor. Bir defa ifadene dikkat et. Ben temennimi söylüyorum. Bu ülkede doğum kontrolü yapıldı. Yıllarca kısırlaştırmaya vesile olacak haplarla evlere girildi. Bunları yürüten STK’lar oldu bu ülkede.
“Nüfusu yaşlandırmak için ellerinden geleni yaptılar”
Bizim nüfusumuzun gençliği en büyük sermayemizdir. Bunu yaşlandırmak için ellerinden geleni yaptılar. Ben başbakan olarak, arzum şu. 2040 yılında, o yıllarda yaşlanmış bir Türkiye istemiyorum. Genç, dinamik bir millet istiyorum. Bunun için de ben temennimi söylüyorum. Ve bu temennimi her yerde işliyorum. Burada ömrüm el verdikçe bunu isterim. Niye? Türkiye’nin genç nüfusa ihtiyaç var.

,

0 comments

Write Down Your Responses

About Me

Powered by Blogger.

Blog Archive