Devletin Caferiler raporunda inanılmaz ifadeler
Iğdır Müftüsü Cüneyt Kulaz'ın
hazırladığı Caferiler ile ilgili rapor, ortalığı karıştırdı. Müftü Kulaz'ın
hazırladığı raporun Vali Ahmet Pek imzası ile Emniyet Genel Müdürlüğü'ne
gönderilmesinden rahatsızlık duyduklarını bildiren Iğdır Ehlibeyt Alimleri
Derneği Başkanı Veli Beder, yaptığı açıklamada "Bu müftü görevden
alınmalıdır. Fesat dolu raporu Valinin nasıl imzalayarak gönderdiğini merak
ediyoruz. Bu iftira dolu gerçek dışı raporla ilgili savcılarının soruşturma
açmasını bekliyoruz" dedi.
Müftü Cüneyt Kulaz'ın Caferilerle
ilgili olarak hazırlayıp imzaladığı 2 belirtilen sayfalık rapor Vali Ahmet Pek
imzası ile 13 Ekim 2013 günü İçişleri Bakanlığı'na bağlı Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne gönderildi. Gönderilen rapor, resmen tebliğ edilmemesine karşın
Iğdır Ehlibeyt Alimleri Derneği'ne ulaştırıldı. Dernek Başkanı Veli Bedir,
basın toplantısı yaparak Caferi mezhebinden olan Azeriler'in raporda 'Terörist'
olarak gösterildiğini öne sürdü, müftünün görevden alınmasını istedi.
RAPORDA NELER VAR
Raporda, Iğdır'daki 226 camiden
80'inin Azeriler'e ait olduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
"İran-Nahçıvan- Ermenistan'a komşu Iğdır'da başka illere hatta yurt dışına
mezhep tutuculuğu ihracına başlandığı yeni açılan derneklerle kendini
göstermektedir. Müftülüğümüzce verilen din hizmetlerinin tek taraflı kaldığını
belirtmek yanlış olmayacaktır. Çünkü Şia'ya mensup vatandaşlarımız mollaların
baskısından dolayı müftülüğe bağlı camilere gelmemektedirler. Gelecekte gençler
arasında ideolojik ayrışımı hızlandıracak, Şia (Caferilik) adına özendirici
söylem ve davranışlar toplumda devlet, millet ve bütünlüğümüz için olumsuz
oluşumlara zemin hazırlayacak din adına ve dini alanlarda görülen bu
çalışmaların dikkatle izlenmesi önemli görülmektedir.
Ezanlarını, imsak ve iftar
saatlerini birkaç dakika ayrı okumaları, bayramlarını İran'a uyumlu zamanlarda
yapmaları, sürekli yapılan dini programlarında İranlı Mollaları konuşmacı
olarak getirmeleri, tutuculuğun ve özendiriciliğin çalışmaları olduğu
düşünülmektedir. Başkanlıkça Iğdır başta olmak üzere bazı illerde bulunan
mollaların Ankara'ya özel davet edilerek misafir olarak ağırlanmalı cami
hizmetleri konusunda bilgi teatisinde bulunulmalı, diyanetin din hizmetleri
yönetenlerin örnekliği gösterilmeli.
İlimizde bulunan Caferi
Camilerinin Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı hale getirilmesi, mollaların
ülkemizde yetiştirilmesi, atamalarının Diyanet İşleri Başkanlığınca
yapılmasının önemli olduğunun düşünüldüğünü bilgi ve takdirlerinize arz
ederim."
EHLİBEYT ALİMLERİ DERNEĞİ'NİN
TEPKİSİ
Iğdır Ehlibeyt Alimleri Derneği
Başkanı Veli Beder, düzenlediği basın toplantısında Caferi inancına darbe
niteliğinde olan ve hakaret içeren bu raporu hazırlayan kişilerin Iğdır'da
bulunmasını büyük bir talihsizlik olarak nitelendirdi. Başbakan ve Diyanet
İşleri Başkanlığının bu kişileri bulundukları görevden almalarını isteyen
Beder, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin asli unsuru olan bizler hiçbir
zaman vatan ve milletimize ihanet içerisinde olmadık ve olmayacağız da. Iğdırlı
hiçbir Türk devletine ve milletine karşı kurşun atmayı bırakın taş atanların
hatta yan gözle bakanların karşısında bir dev misali durmuştur. Millet veya
devlet adına bizleri yargılayan veya yadırgayanların daima karşısında olacağız.
Bizi yargılayan ya da hakkımızda rapor hazırlayanların millet ve devlet
duygularını da ayrıca sorgulamak gerekmektedir. Bizler; Caferi inancına
mensubuz ve bununla da iftihar ediyoruz. Ehlibeyt yolundan gitmek,
Peygamberimizin pak ve tertemiz ailesinin yolunu izlemek bizleri
onurlandırmaktadır. Anayasamız din ve vicdan hürriyetini teminat altına
almıştır. Dini törenlerimizi Müftülüğün lütfü ve icazeti ile yapmadık bundan
sonrada yapmayacağız. Biz yaptığınız işlerde illegal bir metot takip etmedik
etmeyeceğiz. Dini özgürlükler alanında Ermeniler'e dahi Akdamar Kilisesi'nde
ayin yapma hakkı tanınırken, Hıristiyan, Ortodokslar'a egemenlik
verilirkenbizleri teröristle aynı kefeye koymak hangi akla hizmettir? Kürt
kesiminde gençler ideolojik taleplerini terörize uygulamalarla dile getirirken,
Azeri kesiminden bazı grupların ve Mollaların inançsal (mezhepsel) ideolojik
düşüncelerini dini argümanlarla seslendirdiklerini görmek mümkündür. Muharrem
ayında Iğdır bir matem kenti gibidir' ifadeleri ne manaya gelmektedir?"
Beder, raporda Iğdır'da yaşayan
Kürt ve Türk kesiminin vatan haini gösterildiğini, bir kesimin 'terörist
uygulamalar içinde' olduğu, diğer kesimin 'Mezhepsel tutumu sebebi ile
terörist' gösterildiğini ileri sürerken, "Muharrem ayındaki İmam Hüseyin'e
tuttuğumuz yas hangi terör eylemine sebep oldu, hayret. Aynı Emevi ve Abbasi
siyaseti. Hiç kimse İmam Hüseyin'in yasına dil uzatamaz. Müftü bizlere vatan
sevgisi ve millet bütünlüğünü öğretmesin. biz Türküz ve bu vatanın bir tek
çakılını atalarımız nasıl Ermeni'ye vermedi ise biz de bundan sonra baş kesen,
ciğer yiyen kadın çoluk çocuk demeden insanları öldüren El Kaidecilere, El
Nusracılara ve bunların destekçilerine bu vatanı yar etmez, tek bir çakılını
vermeyiz. Yazıyı Emniyet'e bilgi için gönderiyorsun ve diyorsun ki bu Caferiler
toptan vatan hainidir. Bunları dikkatle izle. Buradan Cumhuriyet savcılarını bu
iftira dolu gerçek dışı rapor hakkında soruşturma açmasını bekliyoruz"
dedi.
Iğdır Ehlibeyt Alimleri Derneği
Başkanı Veli Beder, bütün bu çalışmaların öz be öz Türk olup Caferi inancına
sahip kendilerini 'Başkalaştırma çabaları' olduğunu ifade ederken,
"21'inci Yüzyıl Türkiyesi'nde tek tip insan yaratamazsınız. Bu çaba ve
iftiralar ehlibeyt alimlerini Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı birer memur
haline getirme gayretidir. O halde diyanet işlerine bağlı olmayan Alevi
kardeşlerimiz, Vakıflar aracılığı ile dini ihtiyaçlarını gideren
gayrimüslimlerde toptan vatan hainidirler. Bir bardak suda fırtına koparmak
buna denir. Diyanet işleri başkanlığı yeniden yapılandırılmalı ve her inanca
sahip toplum ve bireyler eşit, hakkaniyete dayalı ve özgürce temsil
edilmelidir" diye konuştu.
0 comments
Write Down Your Responses